Biliyorsunuz devletimiz bilmediğimiz ama tahmin edebildiğimiz sebeplerle ülkemizde şeker fabrikalarını kapattı ve cg mısır şurubundaki kotaları kaldırıp neredeyse tüm hazır gıdanın cg'in kanser yapan, diyabet yapan, bağışıklık sistemimizi çökerten mısır şurubunu kullanmasını sağladı. Bunu hem şeker pancarı üreticisi çiftçiyi, yem için kullanılan küspe ile hayvan üreticisini, hem de onca uyarıya rağmen halkın ciddi manada sağlığını karşına alma pahasına yaptı. Bunun ayrıntılarını daha önceki yazılarımda yazmıştım. O yüzden çok değinmeyeceğim… Ama yinede cg memnun edemedi bunun sebepleri üzerinde duracağım.

Belki benim gibi hekimlerin belki de bilim adamlarının yaptığı uyarılar, sosyal medyadaki yazılar cg mısır şurubunun vücudumuza verdiği zararlar konusunda halkı bilinçlendirdiği için bilhassa da bu korona günlerinde bağışıklığın önemi çok daha fazla anlaşıldığı için halkın büyük çoğunluğunu sağlıklı yiyecek peşine düşmesine sebep oldu. Bu da artık halkın büyük çoğunluğunun artık hazır poşetli gıda, bisküit, çikolata, gofret, içecekler gibi cg zehirli mısır şurubu içeren gıdalardan uzak durmasına, bunları tüketmemesine, hazır gıda tüketmektense evde kendi yiyeceğini, kekini, içeceğini kendi yapmasına neden oldu veya bunları tüketmek zorunda kalırsa da mısır şurubu içermeyen ürünleri parasına bakmadan aramasına sebep oldu.

Korona günlerinde evde kalmak değişik tatlıları, pastaları, börekleri denememiz ve gerçekten evde yapılanın çok daha lezzetli ve besleyici olduğunu anlamamıza vesile oldu. Bundan da mısır şurubu kullanan firmalar ve mısır şurubunu üreten ve onlara satan firmalar zarar etti. İşte bu zararını bahane ederek devletimize vermesi gereken vergiden % 70 indirim talep ettiler ve devletimiz de bu firmayı kırmamak bağlı olduğu ülkeyi de sanırım kaybetmemek onun gözüne hoş görünmek için kabul etti.

Bu aslında Türk halkının ne kadar bilinçli olduğunun göstergesidir. Ne kadar reklamı yapılırsa yapılsın, ne kadar ucuz satılırsa satılsın, asla kendine zararlı olduğunu bildiği bu ürünleri kullanmıyor. Evde yaptığı daha pahalıya da gelse sağlıklı besleyici olduğu için bunu kullanmayı tercih ediyor. Veya gerçek şeker firmanın ürününü özellikle arayıp buluyor ve onu tüketiyor.

Tüm Avrupa ülkeleri başta Fransa ve Almanya olmak üzere mısır şurubunu hiç bir şekilde ülkelerine sokmuyorlar, bu ürünleri asla kendi halklarına yedirmiyorlar. Ama ihraç ettikleri ürünlerde bu ürünün kullanılmasına ses çıkarmıyorlar. Bu çifte standartı maalesef yaşıyorlar. Her zaman ki gibi yani çok tanınmış bir çok çikolata veya biskivüt firması kendi ülkesinde satılan üründe mısır şurubu yok. Bize gönderdiği ithal üründe mısır şurubu var. Yazıları okumak için dil bilmek gerekiyor çünkü çoğunun Türkçe versiyonunda buna dikkat edilmemiş. O yüzden de diyoruz ki bilinçli tüketici olmaya devam, mümkünse hazır gıda tüketmeyin. Halkın sağlığını bizde halktan başkası düşünmüyor o yüzden biz hep bu örnekte olduğu gibi bilinçli olmak zorundayız.

Bizim halkımız çok az bir % 30'luk kısım hariç aptal değil. Son derece bilinçli. işte kendi sağlığı için yasaklara ne güzel uyum sağladı. Diğer ülkeler yasaklara direnip facia niteliğinde hastalanıp ölürken, Türk halkı inşallah bu salgını da çok ucuz şekilde atlatacak. Ben halkımıza güveniyorum, onlar nasıl davranacağını, nasıl yapacağını, ne yiyip ne yemeyeceğini çok iyi biliyor. Ona bir şeyi zorla veya kandırarak bir şey yediremiyorsunuz. Oyunu alabiliyorsunuz ama sağlığını alamıyorsunuz...
(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)