Antalya hava limanına korona testi yapılan bir ünite kuruldu, böylece yurt dışına çıkan kişiler gittikleri ülkede karantinaya alınmadan girebilecekler. Peki yurt dışından gelenler???

Başta Almanya olmak üzere bir çok Avrupa ülkesi hatta Kuzey Kıbrıs bile yurt dışından gelenlere korona testi yapmadan ülkelerine kabul etmiyorlar ama biz Türkiye olarak Mevlana"nın dediği gibi "ne olursan ol gel ister Koronalı ,ister işit canisi ol yeter ki gel ülkemize"... Bizde hiç kontrol yok, bizde tamamen özgürlük var tabi turistsen ve para harcayacaksan mantığı ile her türlü kişiyi ülkemize kabul ediyoruz. Keşke ülkeye girişlerde de korona testi yapılıp ülkeye öyle kabul etsek ama başta ekonomik olmak üzere bir çok sebep sağlığın önüne geçiyor. Ülkemizi zehirlemeye, salgının kesilmemesine hatta giderek artmasına sebep oluyoruz. Ne uğruna anlaşılır gibi değil... Kuzey Kıbrıs kadar olamadık...

Ondan sonra ülkemize ender turist gönderen ülkelerden Kazakistan'dan gelenlerin % 30 Koronalı söylentisi çıkar, hasta sayısı biranda bir hafta içinde 94'ten 145 fırladı ki bu biliyorsunuz bilim adamların dediğine göre 10'la çarpmak lazım... Antalya'da Mart-Nisan-Mayıs ayında görülen toplam hastanın 3 katı sadece Haziran'da yapılan testlerde çıktı. Evet, resmi verilerde hala Antalya'da çok fazla korona gözükmüyor ve alarm durumunda değiliz ama bu hastalığın artması gerçeğini değiştirmiyor.

Geçmiş yazılarımda Antalya yeni salgın merkezi olabilir diye yazmıştım. Evet gerçekten de yurt dışından bu kadar kontrolsüz giriş olursa Antalya'da her şey normal, hiç vaka yok gibi maskesiz dolaşıma izin verilir, her yerde insanlar fiziksel mesafeye dikkat etmeden bir araya gelirse, otellerde hijyene dikkat etmeyip salgının yayılmasına yardım ederlerse çok hızlı bir şekilde salgının yeni üssü olabilir. Bu gerçeği aklımızdan hiç çıkarmamamız gerekir...

Evet havaalanında korona testi yapmak ve bunu bir kaç saat içinde kişiye verebilmek çok güzel bir uygulama, hem pratik hem de salgının kontrolü içinde çok önemli... Ama ben olsam yurt dışından gelen herkese de bu testi zorunlu kılarım. Çünkü hiç bir şey benim vatandaşımın sağlığından önemli değildir. Biz böyle yapmadıkça, verileri sakladıkça, istatistiki bilgilerle oynadıkça sanıyor musunuz ki turistleri kandırıyoruz, asla, biz ancak kendimizi kandırabiliriz... Kananlar da zaten kanmayı çok isteyenler olur, o kadar aklı başında hiç kimse kanmaz...

Ülkemize de ancak Kazakistan gibi sağlık sistemleri çok kötü olan, sürü bağışıklığına geçmiş, ölen ölür kalan sağlar bizimdir mantığındaki ülkelerden turist gelir. Biz de yoklukta onlarla avunuruz, bunun sonucuna da halkın sağlığını yitirerek katlanırız. Sonra da "Allah'tan geldi, Allah verdi, Allah aldı" diye kendimizi avuturuz... Olan o kadar insanla uğraşan, bu uğurda hayatını kaybeden, ömür boyu hastalığın izlerini taşıyacak olan sağlık çalışanlarına olur...

Şeffaflık her zaman salgınlarla başa çıkmak için en doğru yöntemdir. Her şeyi tüm verileri doğru vermeli, hiç bir şeyi saklamamalıyız, biz böyle yapmazsak dışarıdan sanki her şey saklanıyor, çok daha büyük hastalık var gibi anlaşılır ki bunun sonucu çok daha vahimdir. Aslında salgın olarak Almanya'dan kötü değiliz bence ama o güveni veremediğimiz için çok daha kötü olduğumuz algılanıyor ve gelmeye korkuyorlar. Değil Alman vatandaşı oradaki gurbetçi Türklere bile durumu anlatmakta zorlanıyoruz. O yüzden biran önce açık ve şeffaf olmalıyız. Gelen turistlere de korona testi yaparak bu işi ne kadar ciddiye aldığımızı göstermeliyiz. Yoksa çok ahlar vahlar çekeriz, hem hastalık olarak hem de ekonomik olarak...

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)