Covitten korunma denince hepimizin ezberlediği maske, mesafe ve temizlik üçlemesini artık şarkı nakaratı gibi ezberledik. Ama yeterince uyuyor muyuz bunlara- Taktığımız maske kaç saattir yüzümüzde, zamanında değiştirdik mi veya bir maskemiz var gerektiğinde hep onu kullanıp tasarruf ettiğimizi mi sanıyoruz? Mesafe derken tıkış tıkış otobüste, dolmuşta, metroda nasıl davranıyoruz? Ya temizlik gerçekten temiz miyiz?

Yapılan araştırmaya göre -ki dokuz bin kişi gibi oldukça yüksek sayıda kişiye yapılmış, örneklemler toplumun her kesiminden alınmış bilimsel veriler ışığında değerlendirilmiş- katılımcıların %58.2'si yani yarısından fazlası tuvaletten çıktıktan sonra ellerini yıkamıyor. Aday olsalar ülkeyi yönetecekler, kimbilir bunların yönettiği ülke nasıl bir ülke olur? Düşünebiliyor musunuz? Ben inanamıyorum…

Yüzde 48.8'i sifonu çekerken kapağı kapatmıyor. Bunlar da oldukça fazla, neredeyse iktidara yakınlar… Sifonun tazyiki ile çevreye saçtıkları mikropları bilmiyorlar bu konuyu merak edenler yazdığım klozetin kapağını kapatmak isimli makalemi okuyabilirler. Çevreye bu sayede o kadar çok korona ve bir çok bakteri saçıyorlar ki şaşarsınız…

Asıl ilginç ve ezici çoğunluğu olan kesimse -ki katılımcıların yüzde altmış birini oluşturuyor- evden gelince ellerini yıkamıyor. Yani dışarının o en pis hali ile dokunduklarını en sevdiklerinin ellerine, gözlerine, yüzlerine sürüyor, belki de onla yemek yiyor veya ekmeği bölüp yakınlarına ikram ediyor…

Evet temizlik ve hijyen dediğimiz kısma bu korona günlerinde uymayanlar oy kullansa kesin iktidarlar ve ülkeyi de ezici çoğunluğu ile yönetebilirler. Şimdi bu ülkede korona ile savaş nasıl gidiyor? Niye bu kadar sağlık çalışanı ölüyor anlayabiliyor muyuz? Sizce böyle insanlar sağlık çalışanlarının ölmesini, kendisinin sevdiklerinin ölmesini umursar mı?

Ceza korkusu olmasa maskede takmayacağız yine ceza olmasa sokakları, AVM'leri, mağazaları doldurup mesafeye de uymayacağız. İlla her tuvaletin başına zabıta dikip ceza mı keselim? Demek ki biz gerçekten bundan anlıyoruz…

Ben de iktidara kızıyordum, maske takmadı diye onca garibana niye ceza kesiyorlar, yasak değil mi diye ama iktidar haklıymış gerçekten… Ceza olmasa biz ne kendimizi ne sevdiklerimizi ne de vatandaşlar için canını feda eden sağlık çalışanlarını hiç koruyamayacağız.

Gerçi içme suyu satıcılarının büyük çoğunluğunda koli basili çıkan sonra kitabına uydurulan içme suyuna klorak katılıp temiz çıkarılan ülkede başkaca sonuç çıkması beklenemezdi.
Güya işyerlerinde 8 saatlik hijyen eğitimi alma zorunluluğu var, hangi işyeri hekimi bu eğitimi hakkıyla veriyor. Hangi işçi aldığı eğitime uyup temizliğe uyuyor, uysa zaten bu hastalıklar olmaz…

Evet gerçekten hijyene neredeyse nüfusun yarısı uymuyor. Bu diğer uyanların da sağlığını tehlikeye atıyor, eğer hijyene, mesafeye, maskeye dikkat etmezsek, istediğimiz kadar aşı olalım, istediğimiz kadar sokağa çıkmayalım, bu uğurda iflas edelim, daha uzun süre bu hastalıktan veya başka hastalıklardan kurtulamayız…

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)