Osmaniye'de bir savcı kendisini sırasız öncelikli muayene etmediği için bir doktoru ters kelepçe ile tutuklatıp adliyeye gönderiyor. Olayın ayrıntıları bir çok haber merkezinde var, o yüzden ayrıntılara girmek istemiyorum ama burada BİR şeye dikkat çekmek istiyorum, savcı keyfi olarak yetkisini kullanabilir mi?

Öncelikle bir hakim çocuğu olarak hakim ve savcı camiasını yakından tanıyorum, her meslekte olduğu gibi bu meslekte de çeşitli karakterde insan var, yerini mevkisini hazmedememiş bir kişi yüzünden bütün camiayı suçlamak yanılgısına asla düşmek istemem ki bir çok hakim savcı hastam oldu ve hiç birinden öncelikli muayene talebi gelmedi, hepsi sırasını beklediler hatta çoğu mesleğini gizledi, ben tesadüfen öğrendim.

Başıma gelen bir olayla bu duruma farklı bakış açıları kazandırmak isterim. Bu küçük bir ilçede çalışırken çalıştığım ilçeye fakülteden daha doğrusu yurttan arkadaşım olan bir savcı atandı, tabi öğrenince hemen ziyaret ettik, yurtta birlikte briç oynardık, o ilçede de briç gurubumuz vardı, "gelmek ister misin" diye teklif edip briç gurubumuza da almıştım ki o gurup ilçenin en önemli kişilerinin olduğu elit bir guruptu. Daha sonra aradan altı ay bir sene gibi bir zaman geçti, muayene kapımda iki polis gelmiş beni götürmek istiyor. Bir olayda görgü tanıklığım gerekiyormuş, o savcı beni polis zoruyla yanına getirme emrini vermiş, polisler de küçük yer olduğu için tanıyor ve son derece saygılı idi, özür dileyerek görevlerini tebliğ ettiler. Ben de arabamla onları takip edip görgü tanıklığımı yerine getirdim. Cebinde benim cep telefonu numaram var, açıp çağırsa hem kimseyi yormaz hem de çok daha hızlı ve koşarak gelirdim, ayrıca olmasa bile benim telefonumu bulmak küçük ilçede en kolay şey ki o zamanlar otopsi ve adli rapor yüzünden hepimizin telefonu savcılık kaleminde var. Artık bana hava atmak için mi yoksa bir gün önceki briç yenilgisinin bu şekilde öcünü almak için mi niye böyle davrandı, hiç sormadım ama çok kırıldım. Ama tabi bu olaydan sonra bir daha ona yüz vermedim, bir daha da görüşmedim. Bir de hiç yoktan ters kelepçe ile tutuklayıp getirse, hastaların halkın önünde yok yere beni küçük düşürmeye kalksa bu örnekte olduğu gibi ne yapardım bilemiyorum.

Savcılık makamı bir yetki ile donatılmıştır, bu işinin gereği olarak da gereklidir. Tıpkı doktorun da bir çok yetkisinin olması gibi, mesleğin gereği olarak devlet bu yetkileri bize de onlara da vermiştir, biz de istediğimize rapor verir, istediğimize vermeyiz veya istediğimizi sevk eder istediğimizi tedavi ederiz.
Daha bir çok örnekleri verilebilir bu konuda ama burada sıkıntı yetkinin verilmesinde değil yetkinin nasıl kullanılacağındadır… Ki başta da yazdığım gibi ben de hakim çocuğuyum,  yıllarca o camianın içinde yaşadım ve büyüdüm, babamların zamanında bu şekilde yetkisini kötü kullanan hakim veya savcı aralarında kınanır hatta onunla arkadaşlık bile yapılmazdı. Şimdi ki savcı ve hakimleri bilemiyorum nasıl davranıyorlar. Kendilerini hala kral gibi mi görüyorlar, çok zannetmiyorum, bu olay tek Osmaniye savcısına özgü münferit bir olaydır veya öyle umuyorum.

Bu olay mutlaka meslek odaları ve sağlık müdürlüğü olarak kınanmalı, adalet bakanlığı da mutlaka bu olayı soruşturmalı hatta bence savcının o ilden tayini yapılmalı, çünkü artık o savcının o ildeki sağlık hizmeti alması çok zordur. Osmaniye'de ben de çalıştım, o zamanlar doktorlar aralarında birlikle bu tür olaylara hiç taviz vermezlerdi, sanırım yine aynı şekilde davranırlar, eğer bu olay adalet bakanlığı tarafından hemen çözülmezse iki kurum arası küslüğe döner ki bundan her iki kurumda etkilenir. Buna meydan vermemek lazım…

(OZANCA SAĞLIK MOBBİNG POLİTİKA KİTABIMDAN)