Bugünlerde gerek sosyal medyada gerekse gazetelerde, hem Türki devletlere hem de balkanlara, hem turistik gezi hem de aşı olma reklamları dolaşıyor, bunun gerçekliğini araştırmak istedim. Çünkü bir çok aşı sırası gelmemiş vatandaşımız bu yolla aşı olmak istiyor ve bu vaatlere kanıyor.

İlanlarda geçen ülkelerde eğer balkanlara seyahat yapılacaksa Biontech aşısı, Türki devletlere veya Rusya olacaksa Rus aşısı Stupnic yapılacağı söyleniyor. Bu seyahat şirketini aradığımızda "aşının olduğunu belgeleyecek bir evrak bir barkot var mı" dediğimizde böyle bir barkodun veya belgenin verilmediğini sadece resmi olmaya seyahat şirketinin belgesini verdiklerin söylediler, bu zaten başlı başına bir sorun… Biz biliyoruz ki hangi aşı yapılırsa yapılsa o aşının yapıldığına hatta hangi barkotla aşı yapılmışsa onun kimliğime işlenmesi ile ancak bu aşı yapılabiliyor yani hangi ülkede olursanız olun pasaport numaranıza ve kimliğine işleniyor.

Büyük olasılıkla bu aşı sahte bir aşı ya içinde etken madde yok yada imha için ayrılmış aşılar yapılıyor. Bu da işin vahametini artırıyor. Hem etkin olmayan bir aşıyı oluyorsunuz ve kendinizi korunuyor zannediyorsunuz -ki bu durumda önlemlerinizi azaltırsanız hastalığa yakalanma riskiniz artar- hem de kimliğinize aşı işlenmediği için olası bir seyahat veya serbestlikten yararlanma şansınız olmaz, bunun için tekrar aşılanmanız gerekir.

Bir de seyahat sırasında korona kapma ihtimali var ki bu aslında hepsinden beter, ben dahil bir çok kişi Koronayı maalesef uçak seyahatinden kaptı, uçaklarda ne yazık ki filtereler olduğu söylense de her zaman çok etkili olamıyor, bir de uçakların % 100 dolu seyahat edildiğini düşünürsek ki aslında bu da çok sakıncalı % 50 ile seyahat olması gerekir. Bu riskimiz çok daha fazla artıyor çünkü filtre sistemleri çok iyi de olsa seyahat sırasında bu filtreler çalıştırılamıyor ve uçaktaki bir hayalet hasta herkese bulaştırabiliyor.

Otobüsler % 50 ile seyahat yapılırken ve her türlü klima ve cam atma şansı varken bu yapılırken uçaklarda niye yapılmaz, bu da ayrı bir yazı konusu…

Bir de gittiğiniz ülkede kalacağınız otelin doluluğu, otele transfer sırasında, aşı merkezine transfer sırasında kapılacak mikrobun durumu var ki o da içler acısı… Yine buralardan covit kapılabilir ve hastalıktan kurtulayım derken eve hasta dönülebilir.

Bir başka sıkıntı da aşının nasıl yapılacağı, biz profesyonel aşı uygulayıcıları ki bu konuda ebe ve hemşirelerimiz çok tecrübelidir ve çok az hata yaparlar, yanlış uygulama sonucu kolumuzda şiddetli ağrı, kolda enfeksiyon, kas tonusunda azalma görülebilir, bir de olabilecek alerjik reaksiyon sonucu ölüm riskinin oluşu gidilen ülkenin sağlık koşulları da düşünüldüğünde işin içinden çıkılmaz bir durum meydana gelir ki bu da hiç göze alınamayacak bir risktir.

Velhasıl aşı olup koruyuculuk kazanayım derken bir çok riski de üzerinize alıyorsunuz. Hem de olası doğru aşı olsa bile ki bu çok zor, çünkü ülkeler kendi vatandaşlarına bile aşı yetiştiremiyor, size niye doğru aşı yapsınlar, bu sizin kimliğinize işlenmiyor ve size olası bir seyahat özgürlüğü getirmiyor. Yolculuk riskleri ve uygulama riskleri de çabası…

En güzeli sabredip, maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyup aşı sıramızı beklemek, sağlık bakanımızın açıklamasına göre o da bir kaç içinde gerçekleşecek…

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)