Bugun...


Aile Hekimi Dr. Ozan UZKUT

facebook-paylas
İNTİHARLAR VE DEPRESYON
Tarih: 03-03-2021 16:06:00 Güncelleme: 03-03-2021 16:06:00


2019 YILI İLE 2020 yılını karşılaştırdığımız zaman depresyon, Anksiyete, panik atak gibi psikolojik vakalarda % 15, intiharlarda % 20 artış var. İntihar olaylarında en dikkat çeken şey erkeklerde intihar artışı çok fazla ve çoğunluğu evli erkekler… Depresyon sayısında artışlarda da en çok kadınlarda… Kadınlarda evli veya bekar çok farklı değil ama yaş aralığı 30-50 yaş aralığında…


     Korona günlerinde insanlarımızı sadece koronadan kaybetmedik, aynı zamanda diğer hastalıkların da artışından çok kaybımız oldu. Avrupa ülkelerinde ölümlerin nerdeyse % 70'i bu dönemde Koronadan olurken ve geçmiş yıllara göre ölüm sayılarında görece bir azalma görülürken, bizde ölüm sayıları 2019 ve 2020 yılları karşılaştırıldığında % 80 artış görülüyor. Bunun sebebi belki Koronadan ölümlerin sandığımızdan fazla olması olabildiği gibi diğer hastalıklardan da ölümlerin fazlalığı dikkat çekiyor. Yıllardır en fazla ölüm sebebimiz olan trafik kazalarında oldukça yüksek bir oranda düşüş yaşanırken kalp krizi, kanser, solunum yolu hastalığı gibi hastalıklarda ölüm sayısında yükselme oldukça dikkat çekici…


      Ölüm nedenleri arasında ülkemizde en dikkat çeken sebepler arasında intihar geliyor. 2019 yılında toplam intihar edenler 3408 kişi ve bunun 2626'sı erkekler ve 780'i kadınlar, bu oran 2020 yılına geldiğinde 3156'sı erkek 940'ı kadın olmak üzere 4096'ya ulaştı. Bunun en büyük sebebi de geçim sıkıntısı, geleceği dair umutsuzluk ve işyerinde görülen, istifaya zorlanmak için yapılan mobbingler olduğu dikkat çekici…


      Depresyon artışı ise çok daha vahim, ilaç satış oranlarına bakarsak nerdeyse 5 kat artış var ama bunun daha çok kaygı bozukluğundan dolayı olduğu sanılıyor. Bizde eczaneden herhangi bir doktora danışmadan anti depresan alınması mümkün olduğu için ilaç satış oranlarına bakarsak nerdeyse çalışan nüfusun yarısının depresif olduğu zannedilebilir, ancak gerçek bu olmayabilir. 2020'de hastane ve doktora gidişin nerdeyse onda bir oranında düşmesi, gerçek teşhisle psikolojik rahatsızlıkların sayısını belirlememizde sıkıntı yarattı. Ama tahmini olarak intiharlardaki artışlar da göz önüne alındığında en az % 15 olduğu sonucunu çıkardık. Bunda sanal mobbinglerin, evde kalma, sosyalleşme yüzünden olan depresyonların geçim sıkıntısı işsizlik, umutsuzluk, ev içi kavgalar gibi sebeplerin de olduğu aşikar…


       İntihar oranlarında erkekler açık ara önde iken depresyon ilacı kullanmada kadınların açık ara önde olduğu görülüyor. Bu da intihardan önce kadınların depresyonu çok önceden anlayıp tedavilerini olmalarını böylece intihar girişiminde bulunmadan tedavi olduğu sonucunu da çıkarabiliriz. Kadınlar mobbinge daha çok uğruyor, daha çok anti depresan kullanıyor ama erkekler aileleri ile ilgili yani çocukları ve eşleri ile ilgili daha çok kaygı duyuyor ve bu da onları umutsuzluğa ve intihara sürüklüyor sonucunu çıkarabiliriz.


      Depresyon en çok birinci basamakta yakalanabiliyor. Geçmeyen karın ağrısı, baş ağrısı, kaşıntılar ve sürekli mutsuzluk, uyku bozukluğu gibi sebeplerle başvuran hastalarda depresyon olma olasılığı çok yüksek, o yüzden de birinci basamakta depresyon tedavisi teşvik edilmelidir. Ancak bu şekilde intiharların önüne bir nebze  geçilebilir. Ekonomik krizin artarak daha süreceğini gördüğümüz bugünlerde bir şeyler değişmeden asala umudun olmayacağı düşüncesi intiharları çok artıracaktır.

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARA
HABER ARŞİVİ

En sevdiğiniz sosyal medya platformu hangisidir?


SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
YUKARI