Meyveler  bizim tahıldan da, etten de hatta sebzeden de önce tükettiğimiz ilk besinlerimizdir. O yüzden bizim gelişim kodumuzun en önemli kısmı meyvelerle kodlanmıştır. Meyvelerin eksiğini hiç bir besin gideremez ve bir çok hastalığın sebebi ya meyve yiyememek ya da kötü yetiştirilmiş, yanlış zamanda oluşmuş meyveleri tüketmektir…

Mevsim meyveleri içinde o mevsimde bize lazım olacak tüm vitamin ve mineralleri bulundurur eğer meyveleri mevsiminde ve bol miktarda tüketirsek hasta olmayız. Yine tamamen doğal yetiştirilen, ilaç ve sunu gübre atılmayan meyveler aynı zamanda hücre yenileyici, kansere karşı koruyucu, kalp, böbrek, karaciğer, beyin gibi organlarımızın koruyucusudur. Sadece meyve yiyerek sağlıklı bir biçimde hayatımızı sürdürebiliriz…

Bazı diyetisyenler ve doktor arkadaşlarım hatta hocalarım içinde şeker bulundurduğu için fazla meyve yenmesine karşı çıksa da meyvedeki şeker bizim ihtiyacımız olan en değerli, en yararlı şekerdir. Meyveyi rahatsız edici gösteren veya bize dokunduğunu zannettiğimiz zamanlar sadece akşamları tok karına yediğimiz zamanlardır, meyve mutlakla aç karına yenmelidir, bazı turunçgiller aç karına yendiklerinde mide hastası olan kişilere dokunabilir. Ama bu kolay tolere edilebilen bir durumdur, böyle kişiler diğer meyvelerle veya meyve kuruları ile birlikte turunçgilleri yerse bu durum meydana gelmez.

Meyvelerden içindeki şeker yüzünden kaçınırsak onlarla birlikte aldığımız vitamin ve mineralleri alamayız, bu da ilaç şirketlerinin işine gelir, size bu sayede daha bol vitamin satarlar. Sizi daha çok hastalandırıp, daha çok ilaç satmak bu şirketlerin ve bunların desteklediği hekimlerin diyetisyenlerin adeta görevidir. Halbuki şeker hastalığının en büyük sebebi GDO'lu mısır şurubu başta olmak üzere işlenmiş gıda, işlenmiş buğday, işlenmiş poşetli gıdalar ve içeceklerdir…

Aslında sadece unlu gıdaları azaltsak, hazır gıdadan vazgeçsek, pirinci de belli seviyelerde tüketsek, şeker diyetimiz çok daha kolay olur. Beynimizin en büyük ihtiyacı olan fruktoz ama bu fruktozla, GDO'lu mısır şurubundan gelen fruktozu aynı kefeye koyamayız. Ne yazık ki bazı bilim insanları bu iki fruktozun aynı olduğunu bu yüzden de meyve yemekle mısır şurubunun aynı etkiye sahip olacağını iddia ediyor… Bu bana göre çok yanlış bir düşünce, meyve yemediği için vücudunda geçmeyen yaralar oluşan bir çok hasta biliyorum ve ben bunların meyveye yemelerini sağladım, hazır gıda ve undan uzak tuttum ve yaralarının çok daha hızlı iyileştiğini fark ettim. Bu konuda "şu kadar insanda bu kadar sonuç var" şeklinde bir iddiada bulunamam ama benim hekim olarak gözlemim, meyvenin şeker hastaları dahil hiç bir hastamda kontrol edilemeyecek bir şeker yükselmesine sebep olmadığıdır. Biraz ilaçlarının dozunu yükselterek de bu sorunu çözmekteyiz ama bu arada çok daha önemli olan geçmeyen yaralar, iyileşen böbrek ve karaciğer hastalıkları, göz bozukluklarının ilerlemesinin durması, unutkanlıkların nispeten geçmesi, hatta biraz daha hareket kazanmak bence paha biçilemez.
Ben hekim arkadaşlardan meyve yemeyi yasaklarken bu durumları da dikkate almalarını, hastalardan ise hazır gıda ve unlu gıdaları tamamen hayatlarından çıkartıp meyveye ağırlık vermelerini tavsiye ederim.

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)