Evet bence gizli bir aşk bu, bunu başka türlü açıklayamıyorum. Kimden mi bahsediyorum, iktidar ve Türk tabipler birliğinden, derdini söyleyemeyen de Türk doktorları… Nereden çıkardığımı soruyorsanız bunu başka bir şekilde izah etmem çok zor. Olan yine sağlık çalışanlarına ve Türk halkının sağlığına oluyor. Sanki aynı yerden idare ediliyormuş gibi simbiyotik bir yaşam sürüyor iki kurum… Düşman gibi görünüp birbiriyle korkutup gizli aşk yaşıyorlar belli ki…

Nereden çıkartıyorum derseniz şöyle ki… Tüm dünyada sağlık çalışanlarına özel ücretler, özel izinler, özel barınma yerleri, özel ulaşım imkanları sağlanırken, ülkemizde vaat edilip yapılmayan bu durum yüzünden de tükenmişlik yaşayan sağlık çalışanlarının haklarını savunacak hiç bir kurum kalmamış olacak, çünkü sendika zaten iktidar yanlısı görüş tarafından işgal edilmiş, bir çokları zorla, tehditle üye yapılmış kişilerin oluşturduğu asla sağlık çalışanını değil iktidarın çıkarın gözeten sarı sendika dernekler, zaten yapacakları kısıtlı kendine hayrı olmayan kurumlar… Bu durumda sağlık çalışanlarının haklarını savunan bir tek tabip odası kalmıştı. Orada gerçekten bazen siyasi davransa da Sinan Adıyaman hoca hem pandeminin gereği doğruları açıklayıp halkın sağlığını koruyor, hem de başta hekimler olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının hakları için elinden geldiğince içindeki onu aşağı çekmeye çalışan siyasi figürlere rağmen mücadele ediyordu…

Şimdi ne oldu, TTB içindeki illegal siyasi unsurların sesini kesemedi ve onların istediği kişiyi başkan yaptı. Ermeni seviciliği ile tanınan, Öcalan'a özgürlük verilmesini savunan Türk Silahlı Kuvvetlerinin PKK ile olan çatışmasında silahlı kuvvetlerimize katil diyen kişiyi kendi gurubunda en az oyu almasına rağmen kimbilir nasıl bir zorlamayla başkan yaptı. Artık öyle bir insan baştaki söylediği şeyler hekimlerin ve halkın yararına da olsa hep kuşku ile bakılacak. Hep sorgulanacak, altında bir hainlik bir çapanoğlu aranacak kişi Türk hekimlerinin temsilcisi olarak değil de belli bir illegal siyasi merkezin temsilcisi olarak görülecektir.

Bu durumda hem iktidar hiç bir savunma gücü kalmamış tükenmişlik içindeki hekimleri ve sağlık çalışanlarını istediği gibi kullanacak, her türlü şiddette, salgına, ölüme rağmen adeta bedava tepe tepe kullanacak, hem de verilerle istediği gibi oynayacak, istediği sonucu, istediği aldatmacayı hem halka hem dünyaya yapmaya çalışacak. Buna itiraz edenin siyasi kimliğinden dolayı ne hekimler ne de halk tarafından dikkate alınmayacağını da bilecek…
Çünkü bilecek ki hemen hiç bir doktor Şebnem Fincancı'nın arkasından gidip eylem yapmaz, hiç bir doktor onu dikkate almaz, zaten hekimlerin çok büyük çoğunluğu ona karşı ve onun kendilerini temsil etmesini asla istemiyorlar…

Tam da Devlet Bahçeli'nin "TTB kapatılsın" söylemine yardım edercesine. Özellikle kapattırmak, bu yolla ülkede bir kargaşa yaratmak için seçilmiş birisi olarak düşünüyorum. Şuan TTB'yi kapatmaya kalksa kaç hekim başkanın arkasında durur, bence çok azı…
Bu yolla hem illegal düşünceler güçlerini gösteriyorlar hem de iktidar istediği her şeyi yapıyor, söylüyor… Nasılsa hekimleri ve sağlık çalışanını savunacak bir kurum yok…

İşte iktidar ve TTB görünüşte birbirinin karşısı görünse de bence gizli aşk yaşıyorlar, başta Türk hekimleri olmak üzere tüm sağlık çalışanları da dertlerini söyleyeceği bir kurum bulamıyor…

(OZANCA SAĞLIK MOBBİNG POLİTİKA KİTABIMDAN)