Yemek kültürü ülkeden ülkeye yöreden yöreye değişen bir şeydir. Bize çok güzel gelen bir yemek başkaları için mide bulandırıcı olabilir. Veya tam tersi bazı ülkelerin yediklerini duyunca bile midemiz bulanır. Peki neden kaynaklıdır yemek kültürü? Sadece açlık ve bulamamakla ilgili mi yoksa başka sebepleri var mı?

Bizim ülkemizde nerdeyse tüm bölgelerde çok sevilen yiyecekler, işkembe çorbası, kelle paça çorbası, kokoreç, şırdan gibi kimi yemekler bir çok ülke için iğrenç gelebilir. Bırakın kokusunu adını bile duymak istemezler. Biz de mesela domuz etini yiyemeyiz, kokusu değil ismi bile midemizi bulandırabilir veya Fransızların ünlü salyangozları, kurbağa bacakları bize hiç de iştah kabartıcı gelmez hele uzak doğunun hamam böcekleri, köpek etleri, fare ızgaraları bize her zaman çok itici ve mide bulandırıcı gelmiştir.

İşte son korona da yarasa çorbasından çıktığı söylenmedi mi? Biz de üzerine para versen kimse içmez o çorbayı ama Çinliler hastalık pahasına vazgeçemiyorlar bu çorbadan… Tıpkı bizim kokoreçten, işkembe çorbasından vazgeçemediğimiz gibi…

Peki sizce insan aynı insan olmasına rağmen beslenme şekli niye değişik? Bunu sadece o yiyeceğin orada yetişmesi, başka yiyecek olmaması, açlık durumları, dini faktörlerle izah edebiliriz ama bu ne kadar doğru olur bilemiyorum…

Gerçekten de Ege'de Akdeniz'de Akdeniz beslenme şekli dediğimiz artık dünyada en sağlıklı beslenme şekli kabul edilen et, sebze, meyve, zeytin yağı ve az miktarda tahıl içeren dengeli beslenme şekli, doğuda tahıl ve et ağırlıklı beslenen kişiye kilo aldırmakta, bağırsaklarını bozmakta, karın ağrılarına sebep olmaktadır… Aynı şekilde Akdeniz diyeti ile beslenen kişi güneydoğu veya doğuya gittiği zaman oranın yemekleri çok hızlı kilo aldırmakta, hazım bozuklukları çektirmektedir. Doğu yöresinde yaşayan insana kilo aldırmayan, sağlığını bozmayan tahıl ve et ağırlıklı beslenme, alışık olmayana kilo aldırıyor veya dokunuyor, bu da anlaşılmaz bir durumdur…

Biz hekimler aslında diyet verirken sadece kitabi bilgiye değil kişinin geldiği yöreye, yaşadığı çevreye göre de diyet vermeliyiz diye düşünüyorum. Bir kişi için doğru olan diyet aynı kiloda, aynı yaşta, aynı sağlık koşullarında ama farklı ortamda yetişmiş kişi için doğru olmayabiliyor.
Bunun nedeni bence yüzyıllardır alışagelen beslenme şeklinin genetik kodlarımıza işlenmiş olması. O yüzden insanlar genetik kodlarına yabancı olan yiyeceklere karşı tepki gösteriyorlar… Bu tepki ya ishal, bulantı, kusma yapmak gibi zehirli madde sayıp atmak şeklinde olabiliyor veya depolayıp yeni kod oluşturmak veya sindiremediği için biriktiriyor… Bu da kilo olarak bize geri dönüyor. O yüzden de doğu kültürüne gelen yetişen kişi batıda sebze de yese hem rahatsız oluyor hem de kilo yapıyor…

O yüzden diyet verirken kişinin alışkanlıklarını, beslenme şeklini genetiğini düşünerek diyet önermek çok daha etkili olur diye düşünüyorum. Böylece hem sindirim sorunu yaşamaz, hem de yedikleri zehir muamelesi görmez.

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)