Gün geçmiyor ki aile hekimlerine yeni bir angarya yüklenmesin, yeni bir yönetmelikle aldıkları ücret tırpanlanmasın. Aile hekimlerini Sağlık Bakanlığı herhalde hiç iş yapmayan, boş boş oturup maaş alan kişiler olarak görüyor ki, o kadar çok vazifesi olmayan ve gereksiz iş veriyor ki gerçekten çalışamaz hale getiriliyor, bundan hem aile sağlığı çalışanları hem de hastalar zarar görüyor.

Salgından önce Sağlık Bakanlığı tarafından aile hekimleri hiç bir şey bilmez, onlar doktor bile sayılmaz, onlar ancak evrak işi yapar gördükleri için bunu hem halka böyle empoze ettiler, hem de nasılsa iş yapmadan para alıyorlar diye türlü angaryaları yüklemeye çalıştılar, oysa aile hekimleri halkın en kolay ulaşabileceği ücretsiz hekimler ve aynı zamanda koruyucu hekimlik dediğimiz bu pandemi sırasında önemini acı şekilde öğrendiğimiz hastalıkların da bir numaralı engelleyicidir.

Pandemi döneminde hastaneye gidemeyen milyonlarca kişi sağlık hizmetlerini en iyi şekilde aile hekimliklerinden aldı, zaten önemini de en çok bu zamanda gördü. Pandemi döneminde hem filyasyon ve koruma görevini en iyi şekilde fedakarca yürüttü hem de hastalarını, bebeklerini, gebelerini, kronik hastalarını ihmal etmedi. Aşı zamanı geldi, aylardır en çok aşı yapan kurum aile hekimlikleri, 8/ 5 çalıştıkları halde hastanelerden çok daha fazla insana ulaşıp aşılamada rekor kırmamızı sağladılar.

Bunlara rağmen Sağlık Bakanlığı kendi ekiplerine maaşının üstünde pandemi ücretini bir buçuk yıl boyunca verdi, hastane çalışanlarına arada bazı haksızlıklar, kopukluklar olsa da hiç olmazsa bir takım personeline yine ek ödemeler yaptı, halbuki aile hekimleri o da yarım yamalak ve çok haksızca sadece üç ay çok az bir ücreti aile hekimliği çalışanlarına ödedi, o para da zaten maske, elbise,dezenfektan daha sonra da aşı için enjektör parası olarak gitti.

Şimdi de sanki pandemi bitmiş, aile hekimlerinin hiç işi kalmamış gibi kronik hasta takibi angaryasını aile hekimliğine yüklediler. Yani aile sağlığı merkezine hiç bir hastalığınız olmasa bile çağrılacak, boyunuz, kilonuz ölçülecek, tahlilleriniz yapılacak, başta tansiyon, şeker, şişmanlık gibi kronik hastalığı olanlar tespit edilecek ve tedavi edilecek. Günde yaklaşık hekim başına yüz yirmi aşının yapıldığı, günlük hasta sayısın ortalama altmışla yetmiş kişi olarak değiştiği ki bu bazı yerlerde yüzün üstünde onca gebenin, bebeğin kontrole geldiği yerde çok kısa zamanda bir de kronik hasta taraması için insanları aile sağlığı merkezlerine taşıyacağız, yapmazsak maaşımızdan kesilecek, eve ekmek götürmekte, borçlarımızı ödemekte zorlanacağız.

Bir arkadaşımın yazdığı gibi köleye başarılması imkansız bir görevler vereceksiniz ki elini kolunu, kesmeye bahane olsun. Evet Sağlık Bakanlığı aile hekimlerini sistemin kölesi olarak görüyorlar da bari elimizi kolumuzu kesmek için bahane üretmeyin, baştan size biz çok para veriyoruz, bunu keseceğiz deyin, işine gelen çalışsın işine gelmeyen çeksin gitsin, illa ki zora sokmaya ne gerek var?

Bunun hastaya yararı olacak, hastalıkları önceden teşhis edilecek gibi görülse de ki zaten biz bunu günlük rutinimizde yapıyorduk, kronik hastalık şüpheli kişiyi pandemi ortamında işini gücünü bırakıp hastalık kapmasını engelleyerek, daracık aile hekimliği salonlarına tıka basa doldurmanın mantığını anlamak mümkün değil. Ama ben bunun kime hizmet için olduğunu tahmin ediyorum, bir daha ki yazımda bundan bahsedeceğim.

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)