Evet, yaklaşık 12 aydır 65 yaş üstü büyüklerimizi evlerine hapsettik. Bu dünyanın hiç bir yerinde uygulanmayan bir esaretti. Evet bu sayede bu kişileri koronadan koruduk ama bu kez bu kişileri şeker hastalığından, kalp krizlerinden, çoklu organ yetmezliğinden kaybettik. Bir çok 65 yaş üstü vatandaşımız depresyon, anksiyete, panik atak gibi psikolojik bozukluk geçiriyor. Yine bir çokları osteoporoz, eklem ve kas hastalıkları gibi hastalıklarla boğuşuyor. Bir çok tahlillerini, kontrollerini yapamadıkları için tedavileri aksıyor. Kanser tedavileri, kan hastalığı tedavileri çok aksadı ve hastalarımızı bu yüzden kaybetmeye başladık…

Peki ne yapabiliriz? Bence sağlık çalışanlarının büyük özverisi devletin de öncelik tanımasıyla 65 yaş üstü vatandaşlarımıza aşılamayı sürdürmeliyiz ve benim tahminin Mart'ın on beşine kadar ikinci doz aşılarını da bitirmiş oluruz, iki doz aşı yapılan kişilerin bağışıklığı on beş gün sonra başlıyor, o yüzden de Nisan ayından itibaren 65 yaş üstü vatandaşlarımız özgürlüklerine kavuşmalı, toplu taşımaya yine ücretsiz binmeli, yine arkadaşlarıyla buluşup sosyalleşmeli, yürüyüşler yapıp sağlığına kavuşmalı, istediği doktoruna gidip tedavilerini olmalıdır.

Tabi bu arada istenen tek şart aşı olup olmadığı olmalı, yani aşısını yaptıran kişinin HES kodu sürekli yeşil olmalı. Eğer aşı yaptırmazsa bu kişiler yine evlerinde bırakılmalı. Bu esaret de aşı olmak koşulu ile bence artık son bulmalı. Böylece aşı olmak teşvik edilmiş olur, toplumsal bağışıklı sağlanır, risk gurubunda olan 65 yaş üstü vatandaşlarımızın da birbirine bulaştırmadan rahatça sosyalleşmesi sağlanmış olur.

İnsan sosyal bir varlıktır, bir çok 65 yaş üstü vatandaşımız yalnız yaşamakta, çocukları bile çok istedikleri halde "hasta ederiz" korkusuna yanlarına gelememektedir. Bu kişiler en büyük yaşam kaynakları olan çocuklarından ve bilhassa da torunlarından uzak kalmakta ve bu onların yaşam enerjilerini almakta. Bu sayede rahatça torunlarıyla vakit geçirebileceklerdir. Bu sayede belki de çalışanlar "çocuklarımız ne olacak" diye düşünmeden büyüklerinin yanına çocuklarını emanet edebilecek, gönül rahatlığı ile işlerine gidebileceklerdir.

65 yaş üstü öncelikle aşılamak toplum sağlığı ve toplumsal dinamikler yönünden çok önemli idi ve devletin bu kararı çok doğru idi. Bazıları önceliğin sağlık çalışanlarıyla beraber güvenlik görevlilerine niye verilmediği yönünde serzenişte bulunsa da bu uygulamanın doğruluğu önümüzdeki günlerde çok daha anlaşılır olacaktır. Çünkü başka hiç bir ülkede olmayan 65 yaş kısıtlaması bu sayede olumlu bir şekilde sonuçlanacaktır.

65 yaş üstü vatandaşlarımızın aşılanması, bulaştırma riski yüksek olan 20 yaş altını da artık tehlikesiz kılacaktır ve onların da özgürleşmesinin önünü açacaktır. Benin tahminime göre Nisan ayından itibaren yaş kısıtlamaları kalkmalı, artık insanların yeni bahar mevsiminin nimetlerinden doyasıya faydalanmalıdır.

Bu Mart'ın sonu gerçekten 65 yaş üstü ve 20 yaş altı için bahar olmalı, yaşlarının gereğini yapmaları hem ruh sağlıkları açısından hem de vücut sağlıkları açısından çok önemlidir. Ben eminim ki hem bilim kurulumuz hem de iktidar bu yönde karar alacaktır.

(OZANCA SAĞLIK MOBBİNG POLİTİKA KİTABIMDAN)