Biliyorsunuz artık yoğun bakım hasta sayıları ve entübe hasta sayıları verilmiyor, bunun yerine akciğer enfeksiyonlu hasta sayısı oranı veriliyor sanki korona sadece akciğeri tutuyormuş gibi… Bunun nedeni sürekli yazdığım gibi yapılan testlerin güvensizliğinin ortaya çıkması ve bu yüzden de ülkemiz yapılan test ve korona mücadelesinde güvensiz ülke olarak görülmesi… Bunu şu şekilde anlatabiliriz…

Daha önce yazdığım gibi covit-19 virüsü bulaştığı her 100 kişiden 70'ini hiç bir belirti vermeden enfekte ediyor. Bu kişiler bu mikrobu aldıklarının farkına bile varmadan bu hastalığı geçiriyor. 20 kişi bu hastalığı hastalanıyor ya evinde istirahat ederek ya da hastanede yatarak tedavi oluyorlar ama bu tedavileri zahmetli oluyor, çok ağrı ve nefes darlığı çekiyorlar. 10 kişi ise yoğun bakımda veya entübe edilmiş şekilde bu hastalığı ağır geçiriyor, bazılarında ekel kalsa da bu 10 kişiden 9'u iyileşiyor ama bir tanesini kaybediyoruz. Dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinde genellikle bu istatistik aynı şekilde sürüyor. Sadece Türkiye hariç…

Ülkemizde günlük veriler açıklanırken biliyorsunuz verildiği zamanlardan hatırlayın entübe ve yoğun hasta sayımız -ki bunun üzerinde kolay kolay oynama yapılamıyor, yapılsa bile çok az oynuyor- 1500 ile 2000 arasında oluyordu. Bu da günlük ölüm sayımızın 150 ile 200 arasında olmasını gerektirir ama bizim ölüm oranımız neredeyse 15'le sabitlenmiş durumda… Evet doktorlarımız çok iyi, sağlık koşullarımız mükemmel ama bu kadar da değil, nerdeyse 10 katından fazla bir yanlışlığı diğer ülkeler görüyor ve bizi güvenilmez ülkeler sınıfına sokuyor…

Gene aynı şekilde yoğun bakım hastasının 10 katı oranında yeni hasta teşhisi gerekiyor, yani yeni hasta sayımızın 15000-20000 arası olması gerekirken neredeyse yoğun bakım hastasından bile daha az yeni hasta sayımız var. Bu da istatistiksel olarak imkansız bir olay, demekki yeterince ya test yapılmıyor yada gerekli veya olması muhtemel kişilere test yapılmıyor… Sağlık personeline ne şartla olursa olsun test yapılmaması gibi… Bu da yabancılarda bilhassa da Avrupa ülkelerinde test sonuçlarımıza güvensizliği arttırıyor.

Biz de şimdi ne yapıyoruz, yoğun bakım hasta sayımızı saklayarak test sayımızın olması gereken rakamlarda hesaplanmasını engellediğimizi sanıyoruz ve bu uyanıklıkla Avrupa devletlerini ülkemizde coronanın olmadığına inandırmaya çalışıyoruz. Sizce bu şekilde güven sağlama ve ülkemize turist getirme şansımız var mı?

Bu hastalığın prognozu yani nasıl seyir ettiği, neler yapacağı hemen hemen tüm ülkelerce biliniyor. Evet Türk doktorları çok başarılı, evet hastanelerimiz, sağlık sistemimiz çok iyi ama bu durumda 10 kat iyi sonuç vermez. Bunda hata olduğu ve bir şeylerin saklanmaya çalışıldığı çok aşikar… Bu ancak içeride cahil gariban vatandaşı kandırmak ve önlemleri gevşetmek açısından işe yarar ki bunun sonucunu da görüyoruz artık halkın büyük çoğunluğu hiç bir şekilde koronayı dikkate almıyor. Sosyal mesafe, maske, hijyen hiç biri uymuyor.. Bir çok ülke 1. dalgayı bitirip ikinci dalgayı beklerken ülkemiz bir türlü bu hastalığı kontrol altına alamıyor.

Yaz aylarında bitmesini veya en azından 100'ün altına inmesini beklediğimiz rakamlar 10 kat azaltılmaya çalışılsa da 1000 civarında sürmeye resmi rakamlarda devam ediliyor. Acaba günde 10 bin- 15 bin hasta günde 150 -200 ölüm olduğunu bilse, bu halk önlemleri daha mı sıkı alır? Bu da ayrı bir tartışma konusu ama gerçeği saklamak hiç bir zaman hiç bir kişiye ve ülkeye fayda getirmez, aksine çok daha zarar verir. Bunun örneklerini bir çok defa gördük, belki de o yüzden ülkemizde güven bunalımı hiç bitmiyor, bu da tüm yaşantımıza yansıyor…

Acı da olsa gerçeği bilmek herkesin hakkı diye düşünüyorum… Ne dersiniz, yanılıyormuyum?

(Ozanca Saglik Mobbing Politika kitabimdan)