Çok cazip değil mi, üstelik bu arada tedavinde bedavaya geliyor. Böyle yazınca turizmci arkadaşlar hemen atlayacak belki böyle şey yok, hiç bir otel bunu kabul etmez, fiyatlarımız hiç bu kadar düşmedi, diye ama kalan kalkıyor yapan yapıyor. Yeter ki kafayı çalıştırsın. Bu şekilde kalan o kadar çok kişi var ki inanamazsınız. Peki nasıl? Anlatayım...

Dünyanın herhangi bir yerinde sağlık sistemi çok da iyi olmayan bir ülkesindesiniz, sağlığınız için para biriktirmek zorundasınız, sosyal sigortanız sağlığınızı da karşılamıyor, bu sırada covit-19 sonucunuzda pozitif çıktı, işyeriniz sizi ayırdı çalışamıyorsunuz. 300 euronuz var ve bu para ile değil 15 gün bir hafta bile yaşamanız zor, bir de üstüne tedavi parası vereceksiniz, of ki of yandınız. Durun çaresiz değilsiniz çare Türkiye'de…

Şu şekilde hemen Türk turizm firması ile anlaşıyorsunuz. Yandaş, ayrıcalıklı bakan torpilli tur şirketlerini tercih ederseniz çok daha rahat ederseniz. Hemen oradan yol ve 3 gün otelde kalma dahil 300 euro luk paket programı sekiyorsunuz. Hemen Türkiye'ye geliyorsunuz, gelişte nasılsa test yapılmıyor yani sizin covit -19 hastasınız, semtom da yani belirti de vermiyorsunuz yani ateşini ölçülse de covit hastalarının % 90'ı gibi ateşimiz de çıkmıyor, zaten PCR testi de yapılmadığı için pozitiflik anlaşılamayacak.

Bu şekilde ülkemize rahatça gireceksiniz, otelinize yerleşeceksiniz, maske zorunluluğunuz yok, istediğiniz gibi davranabilirsiniz. Bu arada çevreye, personele, diğer turistlere bol bol covitte dağıtabilirsiniz, hiç bir sakıncası yok. Önemli olan tamamen sizin rahatınız. Kendi ödediğiniz bedel olan 3 günlük tatilinizi yaptınız, dönüş için havalimanına geldiniz. İşte burada büyük ayrıcalık var, biz covit pozitifli hastayı ülkemize alırız ama asla pozitif hastayı dışarı hatta kendi ülkesine bile göndermeyiz. Bu konu çok titiziz hemen gerekli testleri yaparız ve sizin pozitifliğinizi büyük bir ihtimamla saptarız. İşte bütün sürpriz oradan sonra başlıyor, hemen kaldığınız otele geri gönderiyoruz ve promasyon olarak 14 gün size ekstra tatil yaptırıyoruz, bedeli devletimiz tarafından ödeniyor. Üstelik bu arada tüm tedavileriniz de devletimiz tarafından karşılanıyor, siz rahatça hastalığınızı geçiriyorsunuz. Beş yıldızlı otelde hem tatil hem de karantina süreniz geçiyor, ülkenize gittiğiniz zaman son derece sağlıklı, dinlenmiş, tatilini yapmış, zinde bir şekilde işinizin başına geçiyorsunuz. Yıllarca çocuklarınıza torunlarınıza anlatacağınız bir anı olarak enayileri nasıl kandırdığınızı anlatıp mutlu oluyorsunuz…

Size bu yazdıklarım çok uçuk mu geldi, çok mu imkansız, hayır… Bir çok ülke için asla uçuk değil ve bu şekilde turizm gelirimizi artırdığımızı düşünüyoruz. Neyin bedeli olarak turizm çalışanları, onların yakınları, komşuları, hastanede çalışan sağlık çalışanları ve buna bağlı olarak bütün şehrin hatta bütün ülkenin virüs yükünü artırmak daha çok ağır hasta olmak ve daha çok ölmek pahasına değer mi? Bazı patronlar, bakanlar ve yandaşlar için yağlı ekmek kadayıfı gibi değer, bu sayede bol para kazanıyorlar ama olan kimlere oluyor umurlarında bile değil…

Biz sonra uğraşalım, "aman maske takın, aman fiziksel mesafe, aman hijyen" diye bu arada para kazananlar için bunların hiç önemi yok. Kendi ülkesinin insanını düşünmeyen, bizden başka hiç bir ülke yok… Diğer ülkeler, ülkelerine aldıkları her kişiye çok sıkı bir şekilde teste tabi tutup eğer hastalığı varsa kendi vatandaşı bile olsa asla ülkeye almaz, karantinaya tutarken bizim ülkemizde giriş kontrolsüz çıkış kontrollü "aman dışarı covitli hasta göndermeyelim" diye… Ülke insanı ne olursa olsun, kimin umurunda, cebi dolanların dolmaya devam etmesi çok daha önemli ne de olsa…

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)