Bugun...


Aile Hekimi Dr. Ozan UZKUT

facebook-paylas
TÜRK HEKİMLERİ MİLLETİ İÇİN ÖLMEYE HAZIRDIR
Tarih: 07-01-2021 12:40:00 Güncelleme: 07-01-2021 12:40:00


Türk hekimleri Refik Saydam'dan, Behçet Uz'dan, Hikmet Boran'dan, Hulusi Behçet'ten, Reşit Galip'ten gelen daha adını sayamayacağım bir çok kahraman ve gaziden ilham alan ve onların yetiştirdiği bir terbiye ve düstürla yetişen hekimlerdir…


Zamanında tifo ile tifüsle, sıtma ile kolera ile, kuduzla, trahomla işgal yıllarda mücadale etmiş, çareler üretmiş, aşı denemelerini kendi vücutlarında yapmış ve o imkansızlıklar içinde çok az doktorumuz olmasına rağmen çok büyük başarılar elde etmiştir.. O yıllarda Hıfzıssıhha'yı kurup on yıl öncesine kadar dünyadaki ilk 8 aşı merkezlerinden birine sahip olmuş, zamanında Çin'e ve tüm mazlum devletlere aşı satmış, onları bir çok salgın hastalıktan kurtarmış bir nesilden gelmektedir.


Belki de o yüzden dünyadaki tüm ülkelerden daha fazla doktor kaybımız ama dünyadaki bir çok ülkeden çok daha az insan kaybımız var. Vaka sayısında dünyada en fazla vaka sayısına sahibiz ki bir çok vakanın saklanmasına rağmen, vaka başına ölüm sayısında en gerilerdeyiz. Ölüm başına en çok doktor ölümünde dünyada açık ara birinciyiz. Bu da Türk doktorlarının fedakarca canları pahasına hastalarını kurtarmak için kendilerini feda ettiğinin en büyük kanıtı…


Evet bu bir vatan savunmasıysa -ki öyle- Türk doktorları her zaman ölmeye hazırdır. Askerde söylendiği gibi bir ölür bin doğarız gene de mücadeleden vazgeçmeyiz. Ancak burada bizim içimize en çok dokunan biz canımız pahasına bu mücadeleyi verirken vatandaşların hala maske takmaması, mesafeye dikkat etmemesi, hijyen kurallarına uymaması… Bir de üstüne üstlük bunları söylüyoruz diye doktoru darp etmesi, ona hakaret etmesi, işte en acı tarafı bu… Bunu kaldıramıyoruz…


Bu duyguyu daha önce Güneydoğu'da askerlik yaptığım zaman hissetmiştim. Şöyle ki biz sınır boyunda teröristlerle çatışmaya girerken arkamızdaki köylerden bize ateş açılıyordu yani iki ateş arasında kalmış bu yüzden bir çok askerimiz şehit olmuştu. Bu beni çok üzmüştü. O zaman sorgulamaya başlamıştım biz kimin için savaşıyoruz, kimin için ölüyoruz diye… İnsanın çok zoruna gidiyor. Sen halkın için canının feda ediyorsun ama o halk seni arkadan vuruyor. O zaman sorguluyor insan ve çok zor oluyor, onca emekle seni yetiştiren annen, baban, hocaların aklına geliyor, çoluğun, çocuğun, eşin aklına geliyor…


Bana göre pandemi döneminde sağlık personeline saldıranların, askere arkadan vuran teröristlerden hiç bir farkları yok ve şekilde cezalandırılmaları gerekiyor. Ama bizde hakime, polise hakaret eden kadar, komşusunu döven Halil Sezai kadar ceza almıyor ve o zaman sorguluyorsun biz kimin için ölüyoruz, değer mi diye?


Evet biz bu millet için ölürüz çünkü Atamıza öyle söz verdik, bizi hiç bir hastalık tüketemez, hiç bir güçlük yıldıramaz, ne kötü yönetim, ne yanlış kararlar, ne kötü iktidarlar, ne de popilist laf ebesi politikacılar, sırtımızdan rant yapan sırtlanlar… Ama bizi yıldıran en büyük etken uğruna canımızı feda ettiğimiz analarımızı, babalarımızı üzdüğümüz, eşimizi dul, çocuklarımızı öksüz bıraktığımız halkın bu nankörlüğü ve arkadan vurmasıdır. İşte en ağırı bu ve böyle zamanlarda sorguluyor insan değer mi diye?


Hiç bir Cumhuriyet dönemde Türk halkı doktoruna bu kadar nankörlük etmedi ve dünyanın en fedakar, en başarılı doktoruna sahip olduğu halde bunun kıymetini bilmeyen tek ulusa sahip olmak da çok acı ne yazık ki…

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARA
HABER ARŞİVİ

En sevdiğiniz sosyal medya platformu hangisidir?


SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
YUKARI