Bugun...


Aile Hekimi Dr. Ozan UZKUT

facebook-paylas
DENİZE GİRMEK SİNÜZİTE İYİ GELİR Mİ?
Tarih: 14-08-2020 17:28:00 Güncelleme: 14-08-2020 17:28:00


Yazın en çok sorulan kışın da "yaz gelse de denize dalsam, bu sayede ne burun akıntım kalır nede baş ağrım" denilen sinüzit hastalığı için gerçekten denize girmek faydalı mıdır, bu konuda bir şeyler yazmak istedim.

 

Çoğunlukla burun akıntısıyla, baş ağrısıyla kendini belli eden sinüzit, daha çok üst solunum yolu hastalıklarıyla beraber görülüyor. Bir viral enfeksiyon sonucu da olabiliyor, bakteriyel bir enfeksiyon sonucu da olabiliyor. Viral enfeksiyona bağlı olduğunda kolayca tedavi edilebilen hastalık, bakteriyelse mutlaka antibiyotik tedavisi gerekebiliyor. Eğer tedavi edilmezse kronikleşiyor ve ciddi rahatsızlıklara yol açabiliyor. İşte bu hastalık hakkında bilmeniz gerekenler:

 

Hasta genellikle üst solunum yolu enfeksiyonuyla doktora başvuruyor. Burun akıntısı, boğazda yanma ve geniz akıntısı belirtiler arasında yer alıyor. Fakat bu bulgular tüm viral enfeksiyonlar için aynı oluyor. Sinüzitten şüphelendirecek en önemli belirti ise genizden arka tarafa akan yapışkan akıntı ve bu akıntının yeşil renkte olmasıdır. Bunu da aile hekiminiz veya KBB hekimiz kolayca fark edebilir. Kronik sinüzitlerin merkezinde alerji yani alerjik rinit denilen bir hastalık olabiliyor. Hastanın alerjik yapıda olması, burun etlerinin ve sinüs kapılarının şişmesiyle, sinüzit kronikleşiyor, tedavisini de zorlaştırıyor. Kronik sinüzit mevsim ayırt etmiyor. Akut sinüzit ise kışın daha çok görülüyor. Güneşle birlikte üst solunum yolu enfeksiyonları ve sinüzitler azalıyor. Sıcak, sinüzite iyi geliyor. Denize girmek ise doğal bir yıkama yöntemi oluyor. Sinüzitler sinüs grafileri sonucunda ortaya çıkıyor. Sinüslerin kanlı olması, enfeksiyonun uzun zamandır sürdüğü anlamına geliyor.


Sinüs denilen boşluklar, kafatasında yer alıyor ve hayati organlara çok yakın olduğu için, sinüzit tedavi edilmediğinde ölümcül sonuçlar doğurabiliyor. Bu sonuçlar arasında; körlük, menenjit, yüz kemiklerinde erime ve deformasyon yer alıyor. Ama zaten tedavi edilmezse baş ağrıları yaşam kalitemizi oldukça bozuyor.


Kronik sinüziti olup bunu bir ya da iki yıl erteleyen hastalar; burun kanaması şikayetiyle hekime başvuruyor. Burun kanamasına sık sık yeşil ve sarı akıntı eşlik ediyor çünkü kemikte erozyon başlamış oluyor. Kronik sinüzitli hastalar çoğu zaman diş hekimlerine başvuruyor. Bu kişilere çoğunlukla yanlış kanal tedavileri uygulanıyor. Diş hekimlerinin; üst çenede tutmayan diş köklerini gördükleri zaman, sinüzitten şüphelenerek hastalarından öncelikle sinüs tomografisi istemesi gerekiyor.


Temiz olduğundan emin olduğunuz denize dalmak, burnumuz açık çivileme atlamak, sinüslerimizin içinde lavaj dediğimiz bir temizliğe sebep olacağı biriken mikropları ve alerjik etmenleri yok edeceği için çok yararlıdır ama dediğim gibi temizliğinden emin olduğumuz derin sularda yapmak gerekiyor. Yoksa kirli sulardaki bu davranış mikropların sinüs boşluklarına girmesine, burada üremesine ve tedaviyi çok daha zor hale getirmesine de sebep olabilir.


Sinüzit ve alerjik rinit ihmal edilmemesi ve mutlaka tedavi edilmesi gereken hastalıklardır. Bizim nefes alma organımız burnumuzdur, burun tıkanır, ağzımızdan nefes alırsak havadaki tüm mikropları tozları hiç süzmeden akciğerlerimize taşırız ve bu da alerjik bronşit, pnömoni, astım gibi akciğer rahatsızlıklarına sebep olabilir. O yüzden de burunların açık olması, nefesi burnumuzdan almamız çok önemlidir...


(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARA
HABER ARŞİVİ

En sevdiğiniz sosyal medya platformu hangisidir?


SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
YUKARI