Yılbaşında 4 günlük sokağa çıkma yasağı sayesinde bazı otellere ve burada konaklayacak misafirlere gün doğduğunu ben ve bir çok yazar yazmıştı. Bir de ilanların yılbaşı balosu, sauna, hamam, havuz aktivasyonlarını görünce insanlar ister istemez "bu korona bize mi vuruyor, niye zenginlere vurmuyor" diye hayıflanır oldu. Tıpkı populist politikalar uygulayan iktidar buna seyirci kalamazdı ve hemen bir genelge ile otellerde tatil köylerinde yapılacak olan eğlencelere kısıtlama getirdi.

Ama benim merakım acaba sayın turizm bakanımızın otellerinde durum nasıl olacak? Buralara da polis gidip eğlence var mı, yok mu diye denetleme yapacak mı? Havuzlar hamamlar masaj salonları sözde denetlemenin olduğu saatlerde kapalı diğer zamanlarda açık olacak mı? Yılbaşı gecesi eğlencesi gerçekten saat 22'de mi bitecek yoksa yeraltı diskolarında dışarıya ses vermeden devam edecek mi? Aklımda deli sorular…

Acaba gerçekten emniyet güçleri veya bu denetlemeyi yapacak kişiler sayın bakanın otellerini denetleyip onlara ve otelde kalanlara ceza yazacak yaptırım uygulayacak kadar cesur mu? Bu riski göze alabilecekler mi ? Yoksa onun otellerini es geçip rakibi otellere veya eğer varsa yandaş olmayan otellere kök söktürecekler mi? Dediğim gibi aklımda deli sorular .
Çünkü bize gelen otel pazarlamacıları, otel çalışanlarının ifadelerinden biz olayı farklı duyuyoruz. Sayın bakanın oteller zincirinde çalışanlar veya onun turizm şirketinin bağlantılı otelleri 4 gün için bir çok aktivite olduğu asla o şekilde kısıtlamaların onların otellerinde uygulanamayacağını söylüyorlar.

Bence bırakalım 4 gün tüm otellerde kalanlar doyasıya eğlensinler, sonra hepsini umreden gelenlere yapamadığımızı yapalım, karantinaya alalım, herkesi ayrı odalarda, en az yedi gün sonra test yapalım, pozitif olanları 14 gün daha karantinaya alalım, böylece hastalığı yaymayı engelleyelim, böylece yandaşın veya bakanın oteline gidenlerle diğer otellere gidenler arasında ayırım kalmaz eşitlik oluşur, bu arada da karantinayı göze alan dört günü otelde geçirir, ona göre plan yapar, bizleri de hastalığı bulaştırmaz, dört gün evde kalmanın avantajını yaşarız. Yoksa hiç anlamı yok o kadar insanı evlere kapatmanın…

Ha tabi amaç korona bahanesi ile yılbaşı kutlamalarını yasaklayıp şeriat devletine bir adım daha atmaksa onu da bilemem, bu da bir devlet politikası olabilir tabi ki.

Ama ne olursa olsun tıpkı umreden gelip bunca insanı enfekte edenler gibi otelden dönüp bunca insanın enfekte olmasını, artık Koronanın çok arttığı hatta yayılımının çok daha fazla ve ölümcül olduğu anlaşılan önümüzdeki günlerde bunu göze alamayız. Artık bazılarının zevki ve umursamazlığı yüzünden kaybedilecek bir doktor veya sağlık çalışanı daha  feda edemeyiz. Buna hiç kimsenin hakkı yok. Bu katliama izin veren salgın için hiç bir önlemi almayan, salgını bile kendi yandaşına kazanç kapısı veya siyasi görüşü için kullanılabilecek bir malzeme bir fırsat görenleri tarih asla affetmez ve yüzyıllarca lanetle anar. Gerçi bunu yapanların buna aldırdığını zannetmiyorum ama ben yine de bunları yazmayı bir sorumluluk olarak görüyorum.

Ne aşı, ne ilaç bu salgına tam çare olamaz, tek çare herkesin iltimassız bir şekilde eve kapanmasıdır, gerisi sadece bizi oyalar ve teselli eder umut verir,kandırır.

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)