Ülkemizde aşılama işlemi tamamen neredeyse aile sağlığı merkezlerine yıkılmış durumda… Devlet hastaneleri hatta özel hastaneler ücretsiz aşı yapabildikleri halde halkımız aşı olurken aile sağlığı merkezlerini tercih ediyor acaba neden?

       Geçmiş yazılarımda bazı röportajlarda söylediğim gibi normal iş akışı içinde kalarak günde bir milyon aşı yapabiliriz, bunun üç yüz bini aile sağlığı merkezlerinde, yedi yüz bini ise hastanelerde olması güzel bir planlama ve uygun bir randevu sistemi ile hem iş akışını bozmaz hem de aşı işlemi tamamlanır demiştim. Ama böyle olmadı randevu sisteminin sağlık bakanlığının işleyişi bilmeyen ama her şeyi bildiğini zanneden yöneticilerinin uygulaması ile aile sağlığı merkezlerine her 5 dakikada bir aşı için hasta yönlendirerek, aile sağlığı merkezlerini felç etmeye çalıştığı, sanki aşı ile korumaya değil aşı bahanesi ile hastalığı yaymayı amaçlayan bu girişim aile hekimi çalışanlarını da çok zor durumda bıraktı.

       Halbuki aşılamada insanlar hastanelere daha çok yönlendirilebilse, hem olası bir alerjik reaksiyonlarda müdahale şansı çok daha yüksek olur, hem de 24 saat aşı yapılabileceği için bir birikim dolayısı ile bulaşım da olmaz. Özel hastanelerin bile ücretsiz aşılamaya yardımcı olduğu bu ortamda halkın niye aile sağlığı merkezi aşı için tercih ettiği de ayrı bir araştırma konusu…

         Günlük aşılamanın beş yüz bin civarında olduğunu düşünürsek bunun sadece beş bininin hastanelerde yapılıyor olması da ayrıca düşündürücü… Ben daha önceki yazımda aile sağlığı merkezlerinin kapasitesinin üç yüz bin olduğunu söylemiştim yani aile sağlığı merkezleri yapması gerekenin iki katı kişiye aşı yapıyor, bu da bir çok aksaklıklar getiriyor. Halbuki hastaneler çok güzel aşılama merkezleri kurdu ve hastanede aşı yaptırmak olası bir alerjik reaksiyon için çok daha güvenli olacaktır, üstelik çalışma saatleri çok daha geniş aralıkta olduğu için sıkışma da olmayacaktır. Eğer hastaneden hastalık kaparım korkusu yaşıyorsanız çoğu hastanenin zaten aşı yeri normal hastalardan uzak daha izole bir yerde, böyle bir risk yok. Eğer hastaneler tercih edilmezse bu birimler kapanabilir ve yük çok daha fazla aile sağlığı merkezine kalır ki bunu biz aile hekimleri hiç istemeyiz…

        Halkımız aşı denilince doğal olarak birinci basamağa yönleniyor, bu zaten nerdeyse yüz yıllık bir alışkanlık, sağlık sistemimizin getirdiği bu alışkanlıkla biz sağlık çalışanları ve halk olarak bağışıklama görevimizi elbette iyi bir şekilde yapabiliriz ama bu sırada hasta bakmamız ki bu yükümüz de ağır, çünkü hastalar gerek hastanelerden kısıtlamalardan dolayı zor randevu alındığı için gerekse diğer hastalarla yakınlaşıp hastalık kapmamak için aile sağlığı merkezlerini tercih ediyor… Zaten bu yüzden fazla olan hasta sayımıza bir de kapasitemizin iki katı aşılanmak isteyenler gelince aile sağlığı merkezleri hiç de sağlıklı yerler olmuyor.

        Bir de sistemsel olarak sorunlar var, her aile hekimi sanki kare kot okuyan cep telefonu edinmek zorundaymış gibi her aşının kare kodu giriliyor, okuyucular sistemin yoğunluğundan ve cep telefonundan okunurken çıkan kargaşadan dolayı bir de bunun için bekletiliyor, o yüzden de aile sağlığı merkezleri hiç olmadığı kadar kalabalık… Bu da hem salgın için hem de çalışma düzeni için çok büyük sıkıntı yaratıyor. Bu kaos içine düşmemek için randevu alırken dikkatli olmak çok daha rahat olacaktır.

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)