Aile hekimleri bugünlerde büyük bir sıkıntıda. Bütün aşılar üzerlerine yüklendiği gibi bir de Covit izlemleri de onların üzerinde, bir de normalin üstünde yaptıkları poliklinikler ki hastaneye korku ile gidemeyen hastalar sorunlarını aile hekimiyle hallediyorlar, aynı zamanda gebe takipleri, bebek takip ve aşıları da devam ediyor, nerdeyse nefes alamayacak durumdayken bir de kronik hasta takibi diye bir şey çıkardılar, üstelik yapmazlarsa hem kendi maaşlarından hem de beraber çalıştıkları sağlık çalışanından büyük kesintiler yapılma pahasına…

Daha önce yazmıştım, bütün yükü aile hekimleri ve aile hekimliği çalışanları çektiği halde niye onlara değil de hiç bir iş yapmayan idarecilere veya çok az çalışan bazı kişilere maaşlarının neredeyse iki katı filyasyon parası ödendiğini burada tekrarlamayacağım.

Benim dikkatimi çeken aile hekimlerine zorla niye kronik hasta takibi yaptırmak istemeleri ve yapmazlarsa niye maaşlarından kesmek istemeleri…

Ben genellikle böyle durumlarda parayı takip ederim yani bir şey zorla yaptırılıyorsa bundan kim kazançlı ki bu iktidar bize bunu her verdiği kararla çok güzel öğretti. Öncelikle Antalya'da yaşadığım için bu karardan kim kazançlı anlayamamıştım boşuna angarya gibi düşünüyordum ama sonra bütün ülkeyi düşününce kimin kazançlı olduğunu anlamam güç olmadı.

Kronik hasta takibinde hastanın bir kan tahlili ve idrar tahlili aile hekimliklerinde yapılamıyor, öncelikle hastaneye gönderip bunları yaptırması lazım, bunun için de hastanedeki bir uzmandan randevu alması gerekiyor, artı ayrıca çıkan rahtsızlığına göre örneğin şeker, tansiyon için dahiliyeden, prostat için ürolojiden, tiroid için endokrinden gibi uzman hekimden randevu alması gerekirse rapor çıkartması gerekiyor, uzman hekimin görmediği hiç bir işlem tamamlanmış sayılmıyor, bir aile hekiminin ortalama bin civarı kişiye böyle uygulama yaptırması gerekiyor.

Şimdi iş burada başlıyor, Antalya'da bu iş gerek Araştırma Hastanesi'nde gerek Atatürk Devlet Hastanesi'nde, gerekse Kepez Devlet Hastanesi'nde kolayca yapılıyor. Ama Ankara'da, İstanbul'da, Isparta'da, Bursa'da yani şehir hastanelerinin olduğu bu yüzden şehirdeki halka yakın bütün devlet hastanelerinin kapatıldığı, hastaya "ya şehir hastanesine ya da özel hastaneye gideceksin başka yolun yok" denilen yerlerde ne olacak. İşte dananın kuyruğu burada kopuyor, hasta aile hekiminin mecburi yönlendirmesi ve ısrarıyla ya özel hastaneye gereksizce gidecek onun insafına kalacak ya da şehir hastanesine gidip vaad edilen % 70 doluluğu kapatmaya çalışacaklar, yolda çektikleri gerekli gereksiz eziyetler, orada yaşayacakları sorunlar kimsenin umurlarında değil.

Dedim ya parayı izlemek gerekiyor, bu sayede hem istediği gibi kendi özel hastanelerine hasta sağlayacaklar veya halkın hiç benimseyemediği ve asla gitmek istemediği şehir hastanelerini de müşteri sağlayacaklar, ne pahasına, aile hekimine angarya, parasını kesme, savunma isteme, değersizleştirme pahasına…

Eğer aile hekimlerinin yaptığı eylemleri maaşlarındaki düzelme için yaptığını sanıyorsanız çok yanılıyor ve yanıltılıyorsunuz. Onlar sizin sağlığınızı ve kesenizi düşündükleri için eylem yapıyor, bunu bilesiniz.

(OZANCA SAĞLIK MOBBİNG POLİTİKA KİTABIMDAN)