Nisan ayında covitten ölenler ve pozitif sayısı ile nüfusa oranla vaka sayısında dünya birincisi olunca acil güya tam kapanmaya geçildi. Bu tam kapanmanın ne kadar etkili, vaka sayısında nasıl bir azalma olduğunu göstermek için de çözümü yine Türk usulü yöntemle buluyoruz, bu da şu şekilde oluyor.

Daha önce pozitif çıkan kişinin olası temas ettiği kişilere de test yaparken artık temaslı kişiyi doğrudan eve izolasyona gönderip test yapmıyoruz, böylece pozitif olma olasılığı olan kişiler istatistiklere girmiyor. Vakaya göre pozitif sayısı azalıyor, böylece sözde kısıtlama işe yaramış, vaka sayısı düşmüş görünüyor.

Daha önce covit belirtisi gösteren kişilere önce test yapılır, pozitifse covit tedavisi negatifse sempto matik tedavi yapılırdı, şimdi ise belirti gösteren kişilere direk semptomatik tedavi veriliyor, çok ağırlaşırsa ancak tekrar müracaatı isteniyor, böylece olası hastalığı hafif geçiren veya hayalet taşıyıcıların pozitif görünmesi engelleniyor, sadece çok ağır hastaların pozitif çıkmasının görülmesi sağlanıyor. Bu şekilde de sayı düşük gösteriliyor.

Hastalık gösterme olasılığı çok az olan gençlere, semptom göstermeyenlere sporculara, tarama adı altında test yapılıyor, böylece sanki negatif sayısının yüksek olduğu kısıtlamaların işe yaradığı gösteriliyor.

Özel şirketlerin iş yeri hekimine yaptırdığı filyasyonlar ve testler sonucu pozitif çıkan veya pozitif çıkması yüksek olan kişilere test yapmakta zorluk çıkarılıyor, böylece hem çalıştığı yerdeki işçi sağlığı tehlikeye sokuluyor, hem de güya pozitiflik saklanmış oluyor.

Ölüm sayılarında belediyeleri kandırabildikleri ölçüde sayıları zaten hep düşük gösteriyorlar, bunu zaten salgının başından beri yapıyorlar. Ölüm sayısının aslında çok daha yüksek olduğunu artık bütün ülke biliyor, o yüzden de zaten cenazelere az insan alıyorlar, kimse kimin öldüğünden haberi olmasın diye kendi yandaş ve iktidarca önemli kişilerin cenazeleri bildiğiniz gibi lebalep dolu, bir sakınca olsa bu cenazelerin de katılımının az olması gerekirdi. Ölüm sayılarını düşük gösterip "bakın ne kadar başarılıyız"ı hem halka hem de diğer ülkelere duyurmak istiyorlar.

Neden peki bu sayıları düşürmek için bu kadar işleme gerek duyuyorlar? Birincisi salgındaki başarısızlıklarını örtmek için… İkincisi dünya bizi gidilmesi sakıncalı ülke katogorisine almak üzere ve bu yüzden de en büyük gelir kaynağımız olan turizmin zarar görme olasılığı var, onu bir an önce engellemek istiyorlar. Üçüncüsü tüm dünya görüyor, Türkiye hep ilk beşte hatta son aylarda birinci durumda, salgındaki bu başarısızlık diğer tüm ülkelerce anlaşılıyor ve ülkemiz prestij kaybediyor, bunun önüne geçilmesi için böyle yapılıyor.

Ülkemiz her konuda salgında başarısız, maalesef maske dağıtamayan, sahte dezenfektanlarla insanları temizleyeceğine daha çok hasta eden, kısıtlamaları doğru dürüst uygulayamayan, aşıda sınıfta kalmış, ekonomisi çökmüş, bu yüzden günde on kişinin intihara sürüklendiği bir ülkede başarı ancak bu tür uygulamalarla geliyor. Biz buna layık mıyız? Bence layığız çünkü bu iktidarı biz seçtik, seçmeyenler seçenlere de bunu anlatamadı, demek ki tüm toplum olarak suçluyuz…

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)