Dezenfektan vurgunu derken ticaret bakanının yaptığı vurgunu yazmayacağım, onu zaten tüm gazeteci dostlarımız ve siyasiler ayrıntıları ile yazıyorlar, ben olayı bambaşka bir biçimde ele alacağım. Çünkü dezenfektan ile hem fahiş para kazanılıyor hem halkın sağlığı ile bir çok açıdan oynanıyor hem de kaçakçılık yapılıyor.

Dezenfektanlar ve bilhassa da koronaya karşı dezenfektanların üç ana bileşeni var. % 70'lik alkol, iyon (iyot klor veya oksijen) ve sabunlar (deterjan, sabun, şampuan)…

Eğer %70'in altında alkol kullanılırsa koronaya karşı hiç bir etkisi olmuyor, o yüzden böyle hazırlanması ve satılması yönetmeli gereği ve bu yüzden de alkol üretimi ithalatı serbest bırakıldı. Ama ülkemizde satılan dezenfektanların çok büyük çoğunluğu üzerinde yazmasına rağmen % 70'lik alkol içermiyor, buna tüm resmi kurumlardaki dezenfektanlar en iyi örnek… Gerçeğe en yakın dezenfektanlar eczanede satılan dezenfektanlar, o yüzden de eczanenize güvenmeniz gerekiyor. Peki neden hem bu yolla büyük bir usulsüzlük yapılıyor böylece büyük karlar elde ediyorlar hem de alkol el altından kaçak olarak vatandaşa evde içki yapımı için satılabiliyor ve buradan da müthiş paralar kazanılıyor? Yasak olmasına rağmen bu satış artık neredeyse aleni, artık piyasadaki alkol miktarı tahminlerin çok üstünde… Bu yolla kazanılan vergiden muaf kar inanılmaz boyutta…

Dezenfektan yapımında iyonizer olarak iyot kullanılırsa -ki bu çok etkilidir ama cilde zarar verdiği için ve yara iyileşmesini geciktirdiği için artık kullanılmıyor- halkın arasındaki adıyla tendürdiyot hem pahalı hem de yasak klor kullanılıyor bu çok etkili, kullanımı serbest ama ellere çok zarar veriyor, halkın kullanımı ile çamaşır suyu bir de oksijen var, bu en uygunu ama çok pahalı, halkın kullanımı ile oksijenli su ama bence kullanılması geren malzeme oksijenli sudur ama bunu üreticiler maliyet artışından dolayı kullanmak istemezler…

Dezenfektan yapımında üçüncü ana madde sabunlar yani şampuan ve deterjanlardır. Burada sabunlar rengi bulanık yaptığı ve karışımı zor ve teknoloji gerektirdiği için kullanılmıyor. Üreticiler deterjanları tercih ediyor ama o zaman da bilhassa hassas ciltlilere ve sık kullanan kişilerin ellerinde çatlamalar, yaralar oluşmasına sebep oluyorlar. Evet kullanılması yasak değil ama bence ellere kullanılması sakıncalı ve bu yüzden cilde temasta deterjan kullanılmamalı. En iyisi şampuanlar ve bilhassa halk arasında bebek şampuanı olarak bilinen alerjenlerden temizlenmiş şampuanlar, böylece hem cilde zarar vermezler hem de gerekli dezenfektanı sağlamış oluruz, evet bazı bakterilere karşı zayıf olabilir böylece ama virüse karşı etkilidir ve cilt sağlığını korumuş oluruz.

Dezenfektan üretimi çok ciddi bir iştir ve bence bir halk sağlığı sorunudur, bu yüzden de denetiminin henüz çok bozulmamış olan sağlık bakanlığı tarafından yapılması, başka bir kurum tarafından denetlenen tüm ürünlerin yeniden gözden geçirilmesi ve gerekirse yasaklanması hem korona ile mücadele açısından, hem sağlığı bozan etkenlerin temizlenmesi açısından hem de alkol kaçakçılığının önlenmesi açısından çok önemlidir. Dezenfektanlar da tıpkı ilaç gibi gerekirse eczanelerde satılmalı, denetimleri çok sıkı yapılmalı, asla usulüne uygun üretilmemiş ürünlerin satılmasına müsaade edilmemelidir. Bu çok boyutlu vurguna bir bakanın adının karışması, bu konuda niye şimdiye kadar iktidarın titiz davranamadığını da ortaya koymaktadır. Ama artık ifşa olduğuna göre umarım bundan sonra daha duyarlı olunur ve korona ile mücadelede en önemli ayaklardan biri olan bu durum da düzeltilir.

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)