Bugünlerde geçen sene görünmeyen bir biçimde gripliler de çoğalmaya başladı. Tabi hastalar da ya korona olup aşılı olduğumuz için korona belirtisi vermediğinden veya çok hafif atlattığımızdan bunu grip sanıp korona testine gitmemeye veya grip olup "acaba korona mı oldum" korkusu ile kendini izole etmeye başladılar. Peki bunun ayrımını nasıl yaparız?

Bu iki hastalık da virüslerle ilgili olduğu için belirtileri birbirine çok benzer, hele aşılardan sonra artık korona da hafif geçirildiği için ayrımını yapmak çok zorlaşır, kesin tanısı ancak PCR testiyle mümkündür, o yüzden de eğer toplum içinde yaşıyorsak, başkalarına bulaştırma riskimiz varsa grip belirtileri görüldüğü andan itibaren hemen PCR testini yaptırmalıyız. Böylece kesin tanı konur ve önlemlerimizi ona göre alırız. Gerçi korona kadar olmasa da grip de bulaşıcıdır hatta çok az da olsa ölümlere sebep olabilir, o yüzden dikkatli olmak gerekir ama yine de sonuçta bir korona riski yoktur.

Belirtiler olarak bazı farklıkları vardır onlardan biraz bahsedeyim… Grip daha çok üst solunum yolu dediğimiz burun, boğaz, farinsk hatta gözyaşı kanallarına, orta kulağa yerleşip burada hastalık yaparken, korona ilk yerleşim yeri burunun arka duvarı olmasına rağmen burada hastalık yapmaz, genelde alt solunum yolunda yani bronş ve akciğerlerde hastalık yapar. İkisi de eklem ağrısı, ateş, halsizlik, baş ağrısı, öksürük gibi şikayetleri yapabilir. Benim tavsiyem bu belirtiler görüldüğünde ilk önce anti gripal ilaçlardan kullanmaktır, eğer bir iki gün içinde hiç bir belirti vermiyor yani bir düzelme olmuyorsa gidip test yaptırmak gerekir.

İkisinin ilaçları farklıdır ama ikisi de bol su içmeyi, bol bol dinlenmeyi, iyi beslenmeyi gerektirir. İkisinden de korunmanın yolu maske takmak, hijyen ve mesafeye uymaktır. Geçen sene neredeyse hiç grip görülmeme nedeni bu kurallara uymaktı, bu sene bu kurallara uymayı biraz daha sacsakladığımız için grip vakaları görülmeye başladı bence… Eğer bu sene de bu kurallara uyabilirsek zaten pandemi de biterse artık her şey normale döner bence…

Bilhassa kalabalık ve kapalı yerlerde, okul, hastane, adliye gibi resmi ve kalabalık yerlerde çift maske takmak, iki üç saatte bir maske değiştirmek, sık sık ellerimizi dezenfektanlamak, bir şeyler yemeden içmeden önce ellerimizi yıkamak, insanlara beş dakikadan fazla iki metreden fazla yaklaşmak bizi her iki hastalıktan da koruyacaktır.

Tabi grip aşısı yaptırmak da bilhassa riskli kişilere çok önemli… Aynı korona aşısında olduğu gibi ne kadar çok kişi grip aşısı olursa toplumsal bağışıklık o kadar çok sağlanır ama grip aşılarının fiyatı, hastalığın korona kadar ölümcül olmaması, pandemi  yapmaması iktidarların bu aşının maliyetini karşılamaya yanaşmasını engelliyor ancak riskli kişilerin yani 65 yaş üstü ve kronik hastalığı olan kişilerin her yıl grip aşısı olması, her beş yılda bir de pnömoni aşısı olması gerekmektedir. Viral hastalıklardan korunmanın tek yolu aşıdır. Hastalığı nasıl geçireceğimize o anki bağışıklık, beslenme, genetik durum, aldığımız virüs miktarı gibi bir çok etkene dayanmaktadır. O yüzden bence hastalıkların hepsi riskli, hepsi önemli, hepsi de ölümcüldür. Önemsenmesi gereklidir.

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)