1 Temmuz itibari ile apar topar bir aile hekimliği genelgesi çıkardılar, bu genelge ile aile hekimlerine yeni yükler getirirken aynı zamanda aldıkları maaşı da tırpanlayan, azaltan ve aile hekimlerini birbirine düşman eden bir çok madde var. Ama beni en çok rahatsız eden aile hekimlerinin kendileri hakkında veya hastaların sağlığı hakkında basında veya sosyal medyada duyuru yapmasını, durumu bildirmesini, eleştiri yapmasını yani kısaca gerçekleri söylemesini engelleyen maddeler… İktidar istiyor ki sadece kendi sesi duyulsun, hiç sahadan halkın nabzını tutan, gerçekleri bilen kişiler konuşamasın, böylece ben istediğim duyuruyu yapayım, istediğim gibi halkı kandırayım.

Ben de bugünden itibaren emekliye ayrılıyorum, iyi ki ayrılıyorum yoksa bana yazı yazdırmayacak, eleştiri, halkı bilgilendirme vazifelerimi yani aydın sorumluluğu görevimi yerine getirmeme engel olacakmış. Gerçeklerden bu kadar mı korkuyorlar, halkın gerçeği öğrenme hakkı ne zamandan beri iktidarı rahatsız ediyor. Ben 33 yıldır devlette çalışıyorum, son 20 yıldır da çeşitli dergilerde, gazetelerde, televizyonlarda haberlerim çıkar veya yazılar verir, röportajlar yaparım. Genel karakter olarak daima doğru bildiğimi yazar söylerim, hiç kimseye kişilikleri hakaret etmem ama hiç böyle bir yasakla karşılaşmadım, evet aile hekimi olmadığım zamanlarda beni bir çok yere sürerek cezalandırdılar, aile hekimi olunca artık sürgüne gönderemiyorlardı ama soruşturma açıp gözümü hep korkutmaya çalıştılar, ceza verseler idari mahkemede geri döndü çünkü dediğim gibi kesinlikle suç unsuru taşımayan ama gerçek şeyler yazınca hiç bir şey olmuyordu. Ama artık böyle değil itiat etmeyen, basına, sosyal medyaya doğru yanlış dinlemeden yazan, konuşan herkesin aile hekimliği sözleşmesi fes edilecek yani işsiz bırakılacak.

Bu kadar mı korkuyorsunuz gerçeklerden, gerçeklerin ortaya çıkmasından… Halkı uyutmak, kandırmak, yalan yanlış bilgileri sağlıkla ilgisi olmayan veya kuklanız durumunda olan trollerinize verdirerek istediğiniz haberlerin çıkmasını mı sağlamak istiyorsunuz. Gerçekleri kendi çamurunuzla kapatamazsınız. Unutmayın güneşi balçıkla sıvayamazsınız. Halk bir şekilde gerçeği öğrenir, gerçeğin eninde sonunda ortaya çıkmak gibi bir alışkanlığı vardır.

Ben emekli olsam da bir çok dostum arkadaşım hala çalışıyor ve onlarla irtibatım devam ediyor. Gerçekleri öğrenmeye, sahanın halkın sağlık sorunlarını yazmaya devam edeceğim,her zamanki gibi doğru bildiğimce ve hiç kimseye hakaret etmeden… Hem halkı bilgilendirmenin aydın sorumluluğu olduğunun bilinciyle hem de meslektaşlarımın sesi olma nosyonum gereği devam edecek. O yüzden yine yazıyorum, beni her olaydan haberdar edin, ben de bunu haberleştirip herkese duyurayım, bunca yıldır korkmadan yaşadım, yazdım, konuştum, bu saatten sonra da kimsenin beni susturmasına, gerçekleri yazmama, söylememe engel olmasına razı olamam.

Arkadaşlarımdan, meslektaşlarımdan, halktan ricam beni bilgilendirmeye devam etmeleri, benim meşhur olmak, siyaset yapmak, bir yerlere gelmek gibi bir niyetim yok, hiç olmadı zaten, evet bir çok sivil toplum örgütünde yer aldım ama bu çoğu zaman arkadaşlarımın ısrarı ve olmam gerektiği için oldu, yoksa benim aydın sorumluluğu içinde bazı şeyleri araştırıp bilgilenip onu herkesin anlayabileceği bir dile çevirmekten başka bir şey yapmadım. Ben yazmaya devam edeceğim, gerçekler karşısında susan dilsiz şeytandır demiş peygamberimiz, o yüzden kimsenin bizi şeytan yerine koymasına müsaade etmeyelim, mutlakla konuşalım, yazalım. Ben de bu konuda elimden geleni yaparım, hiç korkmayın, cesur olun.

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)