Bildiğiniz gibi aile hekimliklerinde bazı tahlilleri yaptırabiliyorsunuz. Bunlar için hiç ücret ödemiyorsunuz. Acaba bu tahlili istediğimiz zaman istediğimiz şekilde yaptıra bilir miyiz? Bu bize verilen bir hak mı, bu konuda daha öncede yazdım ama Antalya'da bir yerel gazetede bir aile hekimi arkadaşımızla ilgili olumsuz haber çıkınca tekrar yazmak istedim. Kaldı ki bunu yazan gazeteci arkadaş beni aradı, ona ayrıntıları ile durumu izah ettim ama yaptığım izahat onun işine gelmemiş ve yakını olduğunu tahmin ettiğim hastanın karşılaştığı olumsuz durum için doktoru suçlamayı kafasına sokmuş ve aslında bir gazetecide olması gereken en önemli özellik olan tarafsız ve objektif bir biçimde olaylara bakma ilkesini yitirmiş, o kadar anlattığımdan sadece tek satır cümle almış. Üstelik aile hekimleri derneği başkanının dediğine göre sözlerini saptırarak vererek durumu bir linç haline getirerek doktor arkadaşımızı mağdur etmiştir.

Öncelikle size aile hekimliğinde tahlil neye göre yapılır onu izah edeyim. Sanıldığı gibi aile hekimliklerinde sınırsız tahlil yoktur, aylık 3000 TL civarı bir kotamız vardır, bu kotayı aşarsak uyarılırız ve maaşımızdan kesilir. Ayrıca gereksiz tahlil yapmışsak bu konuda da uyarılırız, mesela 3 aydan önce şeker kolesterol bakamayız gibi. Bu tahliller bize öncelikle gebelerin takibi için sonrasında diyabet prostat, tiroit, kolesterol gibi kronik hastalığı olanların takibi, bazı enfeksiyon hastalıklarının ayrımı, bazı ilaçların yan etkilerinin araştırılması için verilmiştir. Yani hasta için bir hak değil. Aile hekiminin hastasının teşhis tedavi ve takibini kolaylaştırmak için sağlanan bir olanaktır. Bu tahlilleri özel hastaneye tahlil parası vermemek için veya diyetisyen istediği için veya "acaba benim durumum ne" diye merak ettiğimiz için yaptıramayız. Zaten bunlar için yaptırsak bakanlık bizi uyarır, maaşımızdan da keser.

Bir de buna korona eklenince durum daha da değişti. Bazı aile sağlığı merkezi kan alma yerinde mesafeyi gözetemeyeceği, bu yüzden de hem hastaların hem de personelin sağlığını koruyamayacağı için tahlil için hiç kan alamaz hale geldi. Bazı aile sağlığı merkezleri de benim çalıştığım yer gibi mesafe kuralına uyabilmek için sınırlı sayıda kişiye tahlil yapılıyor çünkü bekleme yeri ve  kan alma yerinde hastanın fiziksel mesafeyi koruması gerekiyor. Bizde bu sayı doktor başına 3 kişi, biz de hastalarımızı buna göre planlıyoruz, randevusuz tahlil genellikle yapılamıyor çünkü 3 kişilik kontenjanımız hemen doluyor.

Durumu bu şekilde izah ettiğim halde hala bunun üzerinde durmayıp ısrar eden hastaya bir müddet sonra ters davranan doktoru suçlayan yazı yazmak, gazetecilik ilkeleri ile nasıl bağdaşıyor bilemiyorum... Ben yıllardır her soran gazeteye en doğru bildiğim şekilde röportaj verdim, doğru bildiğim şekliyle de gazetedeki köşemde, sosyal medyada, kitaplarımda yazıyorum... Yani gazetecilerle çok sıkı diyalog halindeyim ama şimdiye kadar hiç bir gazeteci bu şekilde yanlı haber yapmamıştı. Gazetecilik birilerini cezalandırma amacı ile kullanılamaz, evet kalem silahtan güçlüdür ama kontrolsüz güç de güç değildir. Bir gazeteci mutlaka meslek ilkelerine göre davranmalı, ona göre haber yapmalıdır. Kalemini satmamalı ama kızdığı birini cezalandırma amacı da gütmemeli...

Olağan üstü günlerde, olağan üstü şartlarla görevini yapmaya çalışan meslektaşlarım biraz saygıyı da hak ediyor sanırım...

(Ozanca sağlık mobbing politika kitabımdan)