İYİ parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı; Devletin, 1950’li yıllarda tarım ve iskân amacıyla Elmalı’daki Karagöl’ü göçmenlere tahsis etmesi sonucu 500 bin dönümlük tarım alanını susuz bırakmasını eleştirerek, “Hiçbir toplumun sularını zayi etme gibi bir lüksü olamaz. Devlet eliyle su kaynaklarımızı yok etme hakkımız da olamaz” dedi.
Hafta başında Antalya’nın Korkuteli ve Elmalı ilçelerinde incelemelerde bulunan ve her iki ilçede de halkın son günlerde yaşadığı kuraklık ve susuzluk konusunda sorunlarını dinleyen Milletvekili Hasan Subaşı, Bakanlığın zaman kaybetmeden tedbir alması gerektiğini, kurutma politikalarından vazgeçmesi gerektiğini söyledi.
Önce Korkuteli ilçe merkezinde vatandaşlarla çeşitli ortamlarda bir araya gelen Subaşı’na tarımla uğraşan üreticilerden, susuzluk yüzünde üretimin düştüğü, hatta bazı bölgelerde hububatın başak bile vermediği şikayetlerini aldı. Baraj göllerinde su seviyesinin büyük ölçüde düştüğünü dile getiren köylüler; “Susuzluk yetmiyormuş gibi Dereköy ve Sülemiş köyleri sınırlarında 6 yayla mahallesinin bulunduğu 1972 Hektar tarım ve su kaynağı alanının kömür ocağı için tahsis edilmesi bizim için son noktadır” dediler.

Biz sizi niye seçtik?
Bir vatandaş Subaşı’na “Bu sorunlar çözüme kavuşmuyor. Tek adam yönetim sistemi sorunları karmakarışık etti. Biz vekillerimizi niye seçtik? Sorunlarımızı çözmesi için seçtik. Parlamentonun bir varlığı kaldı mı?” diye sordu. Subaşı da, Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine göre parlamentonun devre dışı kaldığını hatırlatarak, “Milli İrade her şeyi düzeltir. Ortadaki yanlışlıkları çözecek olan sandıktır” diye yanıt verdi.

Elmalı’da susuzluk had safhada
Hasan Subaşı daha sonra Belediye Başkanı Halil Öztürk’le beraber 1976-1980 yılları arasında DSİ, Karagöl çiftçilerinin taşkın sularından sürekli yakınmaları sonucunda, Karagöl’den en güneydeki Avlan gölüne kadar kanal açmış Avlan’dan da Finike’ye tünel açmak suretiyle dağlarla çevrili kapalı havza olan 500 bin dönüm Elmalı Ovası’nın taşkın sularını tümüyle Finike’ye tahliye etmiştir. Sonuçta Elmalı ovası tümden kurumuş taban suları çekilmiş, iklim değişikliği ormanlara ve tarıma zarar vermiştir.

DSİ tarafından geçmişten beri sürdürülen başarılı taşkın koruma çalışmalarını halen sürdürmek zorunda olması Elmalı’nın zengin Kazanpınar su kaynaklarının ve sel suları ile birikip göllerimizi oluşturan suları tahliye çabaları artık bugünün politikası olmamalıdır. Karagöl yanındaki Kazanpınar su kaynaklarına Belediye Başkanı Halil Öztürk ile birlikte giderek basının sorularını cevapladılar. Elmalı belediye Başkanı Halil Öztürk ve Milletvekili Hasan Subaşı bölgede tarım alanlarının sulanmamasının tek nedeni olarak Karagöl’ün yanlış bir politika ile vatandaşa tarım amaçlı tahsisi ve sonuçta kurutmaya giden hikayesi olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Taşkınları önlemek amacıyla 1976-1980 yılları arasında havza sularının Finike’ye tahliyesi sağlanmış dolayısıyla göller de kurutulmuştu. Bu yanlış operasyon sonrası Karagöl’de tarım yapan çiftçiler daha kolay tarım yapar hale gelmişler ancak asıl su kaynaklarının membaında olan, Avlan ile Elmalı ovasından bir iki metre daha düşük kotta olan Karagöl’ün kurutulmuş olmasının doğal sonucu ise 500 bin dönüm Elmalı ovasını susuz kalması olmuştur!...

Bizim görüşümüz suyun kaynağı olan bölgede yeniden bir kısım alanı, çiftçiyi mağdur etmeden kamulaştırma veya takas ile yeniden göl oluşturmak çözüm olabilir. Karagöl Avlan gölünden daha aşağı kotta olduğu için o zaman Avlan gölünün de su tutması mümkün olacaktır. Finike Tüneli yıllardır kapatılmış olmasına rağmen Avlan gölü Karagöl’ün kurutma çalışmaları nedeniyle su tutmamaktadır. Bu konuda bakanlığa başvurumuzu da hemen yapacağız. Ayrıca Elmalı da ortak çözüm üretmek için toplantı yapmanın da yararına inanıyoruz belki daha yararlı görüşler de olabilir. Aksi halde bu bölgedeki 500 bin dönümlük tarım ekonomisini kaybederiz”

Başkan Öztürk’le bir araya geldikleri Karagöl’ün kaynağında konuşan Hasan Subaşı, Elmalı’da tarım yaptığını hatırlatarak, Karagöl’ün devlet eliyle kurutulmasından sonra yeraltı sularının da çekildiğini söyledi. Bu gölde biriken 150 milyon metreküp suyun önce kanallarla Finike ilçesine verildiğini, daha sonra Avlan’ı yeniden göl olarak ihya etmek için Finike tünelinin kapatılarak Karagöl havzasında biriken suların bu defa düdenlere bırakıldığını hatırlatarak, “Belediye başkanlığım dönemimde bu kaynaktan Elmalı’ya içme suyu verdik. Bu alan Elmalının en zengin su kaynaklarının ve sel sularının biriktiği yerdir. Sürekli DSİ eliyle bu suların tahliye edilmesi, yok edilmesi demek tüm ovanın hayat damarlarını kurutmak demektir. Devlet olarak bu kaynağı kurutma hakkımız olamaz. Ayrıca hiçbir toplumun sularını zayi etmek gibi bir lüksü olamaz” dedi.

Subaşı Elmalı’da düzenlenen Kıbrıs’ın Fethinin 450. Yıldönümü etkinliklerine de katıldı. Kıbrıs’ın asırlar boyu Türklerin hakimiyetinde olduğunu son Padişah tarafından İngilizlere kiralandığını söyleyen Subaşı, “Kıbrıs vatan toprağıdır. Kıbrıs Türkündür’’ dedi. Subaşı bir benzetme ile kendi toprağını korumak isteyen İkizdereli, Dereköylü kadınların vatan toprağının maden ocaklarına peşkeş çekilmesini kabullenmeyerek direnmesini de haklı bir mücadele olduğu için desteklediklerini” sözlerine ekledi.