Tweet |
Antalya Yalıyarlarının (Falezlerin) Oluşabilecek Depreme Karşı Davranışları
Fransızca Falaise olarak bilinen, dik kayalık sahil anlamına gelen, Türkçesi Yalıyar ve halk arasında Falez olarak isimlendirilen doğa harikası Jeolojik oluşumlardır, Falezler.
Türkiye’de tek olma özelliği bulunan yaklaşık 17 km uzunluğunda ve oluşumu 70 milyon yıl öncesine giden falez yapıları son yıllarda üstündeki yapılaşmalar ve Akdeniz'de oluşan depremlerden dolayı tehlike sinyalleri verme noktasındadır.
Falezler oluşumları gereği kırık çatlak sistemleri ve derinlere doğru genişleyen büyük hacimli mağara türü boşluklar içermektedir.
Afrika levhası olarak isimlendirilen tektonik levha Antalya körfezini de kapsayan kısımdan Anadolu’nun altına dalmaktadır.
Afrika levhasının Ege denizi altına daldığı bu alanda oluşan aktif deprem ve volkan üreten bir tektonik alan bulunmaktadır. Yunanistan'ın güneybatısındaki İyon Denizi'nden başlar, Girit'in ve Rodos'un güneyinden geçer, Fethiye Körfezine doğru uzanır. Yapılan sismolojik veriler ışığında Antalya körfezini de içine alan kısımdan Anadolu altına dalan bölgeye Helenik yay ismi verilmektedir.
Yakın zamanda yaklaşık 60-110 km derinliklerde oluşan depremler bu dalma – batma zonunun aktif olduğunun göstergesidir.
Tarihsel süreçte bir çok büyük deprem üretmiş, antik kentlerde yıkımlara yol açmış, denizin yükselmesi (Tsunami ) olayların yaşandığı yazılı kaynaklarda belirtilmektedir.
Antalya il sınırlarında bulunan Patara, Myra-Andriake, Dolichiste (Kekova), Aperlai, Ksantos gibi antik kentler bu depremlerden nasiplerini almış bölgelerdir.
Jeofizik mühendisleri olarak Akdeniz’de yakın zamanda beklediğimiz 7 büyüklüğü ve üzeri bir depremde en fazla etkiyi sahil kesiminde gevşek alüvyon zeminler ve falezlerin olduğu bölge hissedecektir.
Akdeniz de son yıllarda artan sismik aktivite Antalya Falez yapılarını yıpratma yönünde zarar vermektedir.
Ayrıca sıfır noktasına kadar yaklaştığımız inşaatlarla, Falezlerdeki kırık-çatlak sistemlerini çalıştırmaktayız. Derindeki büyük çaplı boşluklarda bulunan tatlı suların açılan sondajlarla çekilmesi de yapının bozuşmasına imkan vermektedir. Bunun sonucu kaya düşmeleri olarak son bulmaktadır.
Deprem dalgalarını inceleyen bilim dalı; Jeofizik bilimine göre deprem de meydana gelen ve yıkıma yol açan yüzey dalgaları, boşluklu sistemlerde genliklerini arttırmaktadır. Bunun sonucu yeraltında bulunan boşluklu yapının üst kısmında depremin şiddetinin arttırdığını görmekteyiz.
Depremleri inceleyen bilim dalı Jeofizik bilimidir. Bu yüzden deprem şiddetini yüksek hissedeceğimiz bu tür alanlarda Jeofizik bilimine göre ölçüm methotları seçilip, analizler yapılmalıdır.
Yeraltının Jeofizik yöntemler ile görüntülenmesi sağlanmalıdır.
Kırık –Çatlak ve erime boşluklu olan lokasyonlar tespit edilmelidir. Bunun için falezlerin olduğu ve daha iç seviyelerde traverten kısımlarında klasik zemin etütlerinden ileri Yer Radarı – Jeoradar, Sismik Tomoğrafi, Elektrik Resistivite Tomoğrafi ve Mikrogravite ölçümleri kullanılarak erime boşlukları üç boyutlu modellenmelidir.
--
Saygılarımla.
Atakan YÜKLÜ
Jeofizik Mühendisi
slot siteleri canlı bahis siteleri http://www.tedxmadrid.com/ casino siteleri
canlı bahis siteleri casino siteleri
gaziantep escortgaziantep rus escort gaziantep escortseks hikayeleri