Bugun...



Dr. Fügen Erdoğan Çekin: “Beslenmedeki küçük değişimler dünyanın geleceği için büyük bir adım olabilir”

Tüm dünyada gıda israfı sadece yüzde 25 azaltılırsa, 870 milyon insanın yıllık besin ihtiyacı karşılanabiliyor! Bu da “sürdürülebilir beslenme” kavramını dikkat çekici bir hale getiriyor. Dr. Fügen Erdoğan Çekin, sürdürülebilir bir dünya için sürdürülebilir beslenmenin önemine dikkat çekiyor ve “Kişilerin beslenme seçimlerindeki küçük değişimler dünyanın sürdürülebilirliği adına büyük bir adım olabilir” diyor.

facebook-paylas
Tarih: 13-11-2022 15:51

Dr. Fügen Erdoğan Çekin: “Beslenmedeki küçük değişimler dünyanın geleceği için büyük bir adım olabilir”

Tüm dünyada gıda israfı sadece yüzde 25 azaltılırsa, 870 milyon insanın yıllık besin ihtiyacı karşılanabiliyor! Bu da “sürdürülebilir beslenme” kavramını dikkat çekici bir hale getiriyor. Dr. Fügen Erdoğan Çekin, sürdürülebilir bir dünya için sürdürülebilir beslenmenin önemine dikkat çekiyor ve “Kişilerin beslenme seçimlerindeki küçük değişimler dünyanın sürdürülebilirliği adına büyük bir adım olabilir” diyor.


Dünya Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu 2018 raporuna göre, dünyada 821 milyon insan aç, yani her 9 kişiden 1’i açlıkla mücadele ediyor. Gelişmiş ülkelere bakıldığında ise her yıl üretilen gıdaların yaklaşık 1,3 milyar tonu, yani 3’te 1’i israf ediliyor. Gıdaları alt başlığa ayrıldığında; yıllık olarak tahılların yüzde 30’u, sebze ve meyvelerin yüzde 40-50’si, yağlı tohumların yüzde 20’si, et ve süt ürünlerinin yüzde 30’unun israf edildiği bildiriliyor. Oysa tüm dünyada gıda israfı sadece yüzde 25 azaltılırsa, 870 milyon insanın yıllık besin ihtiyacı karşılanabiliyor!

 

56 gram protein sınırı 68 grama ulaştı!

Dünya nüfusundaki artış, iklim değişikliği konularına artan ilgi ve ortaya koyulan rakamlar “sürdürülebilir beslenme” kavramını dikkat çekici bir hale getiriyor. Gıda Tarım Örgütü (FAO) “sürdürülebilir beslenmeyi”; besleyici, güvenli, sağlıklı, ekosistemi koruyucu, ulaşılabilir, adil, ekonomik olarak erişilebilir, doğal kaynaklı yaşam biçimi olarak tanımlıyor. Besin üretimi ve tüketiminin çevresel bozulmadaki etkisine dikkat çeken Dr. Fügen Erdoğan Çekin, sürdürülebilir bir dünya için sürdürülebilir beslenmenin önemini belirtiyor. Dr. Fügen Erdoğan Çekin, “Beslenme; sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimi olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir davranıştır. Besin öğeleri vücudun gereksinmesi düzeyinde alınamadığında yetersiz beslenme oluşuyor. Ancak değişen beslenme şekilleriyle birlikte insanlar ihtiyacından daha fazla protein almaya başladı. 2009 yılıyla birlikte sağlıklı bir kişinin tüketmesi gereken 56 gram protein sınırı 68 grama ulaştı. Kişilerin beslenme seçimlerindeki küçük değişimler dünyanın sürdürülebilirliği adına büyük bir adım olabilir” diyor.

Sürdürülebilir beslenme, daha çok bitkisel bazlı beslenmeyi esas alıyor. Dr. Fügen Erdoğan Çekin, bitkisel bazlı sürdürülebilir beslenmenin bazı riskleri de beraberinde getirebileceğinden şöyle bahsediyor: “Sürdürülebilir beslenme ve sağlık ilişkisine yönelik çok az çalışma var. Ekonomik açıdan alım gücü düşük bireylerin sürdürülebilir tarımla üretilen besinlere erişimi kısıtlı. Bu da sürdürülebilir beslenmenin devamlılığını olumsuz etkileyebiliyor. Bir riski de sürdürülebilir beslenme ilkelerinde hayvansal kaynaklı yiyeceklerin sınırlanmasının uzun dönemde demir, çinko ve B12 yetersizliği riskini artırması.”

 

“Sağlıklı beslenme, sağlıklı toplumu beraberinde getirir”

Beslenme kültürünün bir toplumun beslenmeyle ilgili hayat tarzını yansıttığını anlatan Dr. Fügen Erdoğan Çekin, pandemi sonrası değişen yaşam tarzımızın beslenme alışkanlıklarımızı değiştirdiğini belirtiyor. Pandemi ile başlayan ancak normalleşmeye başladığımız bu günlerde de devam eden paket servislerin günün her saati yemek yemeye teşvik ettiğini belirten Dr. Fügen Erdoğan Çekin, “Obezite ve buna bağlı hastalıklarda artış başladı. Sağlıklı beslenmek isteyen kişi sayısı da bir yandan artıyor. Vegan ve vejetaryen nüfusta artış var. Bu grupra da yeterli vitamin alımı olmazsa vitamin eksikliğine bağlı şikayetler gelişebiliyor. Stres ve buna bağlı yaşanan psikolojik problemlerdeki artışlar da gençlerde psikolojik beslenme bozukluklarını beraberinde getiriyor. Sonuç olarak her şeyden kararlı miktarda, doğal yetişmiş ürünler tercih ederek geçirilen üç ana öğünle sağlıkla beslenen kişilerin kısa ve uzun vadede bedensel ve ruhsal sağlıklarını kaybetmeleri mümkün değildir. Bu da sağlıklı toplumu beraberinde getirecektir” diyor.

www.fugencekin.com.tr







FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SAĞLIK Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARA
HABER ARŞİVİ

En sevdiğiniz sosyal medya platformu hangisidir?


SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
YUKARI YUKARI