Bugun...



CHP'li Budak: "5 milyon emekçinin işi tehlikede"

CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, imalat sektöründe 5 milyona yakın emekçinin işsizlik tehdidi altında olduğunu belirterek, iktidarın salgın mücadelesiyle eşzamanlı olarak “korona sonrası” krizden çıkış stratejisi oluşturması gerektiğini söyledi.

facebook-paylas
Güncelleme: 05-04-2020 16:52:29 Tarih: 05-04-2020 16:24

CHP'li Budak:

“ASIL EKONOMİK KASIRGAYA HAZIRLIKLI OLALIM”
“5 MİLYON EMEKÇİNİN İŞİ TEHLİKEDE”
CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, imalat sektöründe 5 milyona yakın emekçinin işsizlik tehdidi altında olduğunu belirterek, iktidarın salgın mücadelesiyle eşzamanlı olarak “korona sonrası” krizden çıkış stratejisi oluşturması gerektiğini söyledi.
“Türkiye Ekonomisinde Covid-19 Tahribatı” adı altında bir rapor hazırlayan Budak, salgın başlamadan önce Türkiye’ye giren net yabancı sermayenin zaten dramatik şekilde düştüğünü, son iki yıldır özel sektörün çöküş işaretleri verdiğini vurguladı. Budak, “Zaten kırılgan bir ekonomiyle bu salgın fırtınasına hazırlıksız yakalandık. Şimdi gelmekte olan kasırgayı bizim gördüğümüz gibi iktidar da görmeli ve uyarılarımızı ciddiye almalı. Bu süreçte eldeki tek mücadele enstrümanın, yıllardır vergilerini bugünler için ödeyen vatandaşlardan bağış istemek olduğunu görmek trajiktir” dedi.


Budak’ın bazı temel tespit ve önerileri şöyle:
* Koronavirüsle mücadelede devletin kaynak bulma sorunu en temel meseledir.
* İvedi olarak acil eylem planı ve ek bütçe hazırlanmalı.
* Toplanan kaynak öncelikle istihdam ve gelir kaybını önlemek için kullanılmalı.
* İşten çıkarmalar geçici olarak yasaklanmalı.
* ILO’nun da işaret ettiği gibi kırılgan grupları koruyacak bir sosyal koruma programını gündeme alınmalı.
* Stratejik şirketlerin kamulaştırması düşünülmeli.
* KGF kapsamında turizm sektörüne yönelik özel garanti şartları belirlenmeli.
* Konaklama Vergisi ve Turizm Tanıtım Payı ödemeleri erteleme yerine kaldırılmalı.

 

CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, “Türkiye Ekonomisinde Covid-19 Tahribatı” adlı raporunda şunları belirtti:
"Bütün dünyayı kasıp kavuran koronavirüsü sayesinde hem dünya hem de ülkemiz çok bilinmeyenli ve çok açmazlı büyük bir ekonomik sorunla karşı karşıya kalmıştır. Karantina önlemleri uzadıkça ciddi bir iç ve dış talep daralması ile büyük bir işsizlik sorunu ufukta görülmektedir.
İşin kötü yanı Türkiye ekonomisi bağışıklığı düşükken bu virüse yakalanmıştır. Ülke ekonomisi zaten yüksek enflasyon, işsizlik, bütçe açığı ve düşük büyümenin içinde çırpınırken, ülkeye giren net yabancı sermaye miktarı da dramatik şekilde düşüyordu. Üstelik Merkez Bankası’nın hem döviz rezervleri hem de yedek akçesi tükenmişti.
Salgın, başta turizm ve lojistik olmak üzere neredeyse tüm hizmetler sektörünü ve ülkenin ihracatçı sektörlerini can evinden vurmuştur. Ülkenin ihracatçı sektörleri üretimlerini durdururken, son derece dramatik bir istihdam düşüşü ile karşılaşılması ve durgunluğun tüm sektörlere yayılması artık sürpriz olmayacaktır.
Dünyanın birçok ülkesinde, iktidarlar vatandaşlarına rahat olmalarını salık verip ‘devlet olarak arkanızdayız’ derken bizdeki iktidar kamu kaynaklarının kullanımında sosyal devlet ilkesini yerine getirmemektedir. Görülmektedir ki Türkiye’nin bir salgınla mücadele stratejisi olmadığı gibi, ekonomik krizi çözebilecek bir stratejisi de bulunmamaktadır. Elde bulunan tek mücadele enstrümanın, yıllardır vergilerini bugünler için ödeyen vatandaşlardan “bağış” istemek olduğunu görmek ayrıca trajiktir.
Hükümetin kıt kaynakları en verimli ve adaletli şekilde nasıl kullanılacağını şeffaf bir şekilde belirlemesi ve hayata geçirmesi gerekmektedir. Çünkü ciddi maliye politikası temel olarak devletin elini taşın altına koyması demektir.

 

Türkiye ekonomisinin ihracatçı sektörlerinde üretim durdu
Otomotiv, tekstil, mobilya gibi Türkiye’nin ihracatçı sektörleri gerek hammadde-ara mal sıkıntısı gerekse ihracat pazarlarındaki karantina uygulamaları nedeniyle üretemez hale gelmiştir. 3 Nisan’dan sonra Türkiye’deki tüm otomotiv firmaları üretimlerine ara vermiş olacaklar. Ekli listede şimdiye kadar üretime ara veren firmalar sıralanmıştır. Yalnızca ihracatçı sektörlerde değil, imalat sektöründe çalışan 5 milyona yakın emekçinin işleri de tehlikededir. Dünyanın büyük otomotiv firmaları, hızlıca tesislerini sağlık malzemeleri üretimi için dönüştürerek, hem üretim hem de istihdam kaybını önlemeye çalışmaktadır. Türkiye’de fabrikaların montaj ağırlıklı üretim yapıları dikkate alındığında, bu tür bir dönüşüm yaşayabilmeleri gerçekçi görülmemektedir. Nitekim yalnızca birkaç firma bu tür bir dönüşüm içerisine girdiğini açıklamıştır. Otomotiv ana sanayinde 50.000, yan sanayiinde ise 200.000 olmak üzere yaklaşık 250.000 kişinin istihdam edildiği ve bu sayının dağıtım, pazarlama ve satış ağlarında çalışanlar ile birlikte 400.000 kişi olduğu bilinmektedir.
Tekstil sektöründeki istihdam sayısı 1.5 milyon civarındadır. Şu anda tekstil firmalarının yüzde 80’i işlerini durdurdu. Önlemsizlik devam ederse nisan ayı içerisinde tüm tekstil firmalarının makineleri duracak.
Son 18 yılda sanayinin Türkiye ekonomisi içerisindeki payı yıllar içerisinde gitgide azaldı. Bu dönemde sanayinin ekonomideki payı yüzde 35’lerden yüzde 20’lere geriledi. Diğer yandan, ithalata bağımlı bir sanayi gelişti. İthalat yapmadan ne üretebilen ne de ihracat yapabilen bir ekonomi haline geldik.

 

Sıcak paraya bağımlı Türkiye ekonomisinden sermaye çıkışı devam ediyor
IMF Başkanı koronavirüs krizinin patlak vermesinden sonra, gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışının 83 milyar dolara ulaşarak rekor kırdığı bilgisini paylaştı. Türkiye’den yılbaşından beri çıkan sermaye miktarı yaklaşık 6 milyar dolar.
Ancak koronavirüs krizi başlamadan önce de Türkiye’ye giren net yabancı sermaye miktarı dramatik şekilde düşüyordu. 2017 yılında 38 milyar dolar olan net sermaye girişi, 2018 yılında 17 milyar dolara, 2019 yılında 4.650 milyar dolara kadar geriledi.

 

Kamu Harcamaları artmadan Türkiye ekonomisi büyüyemiyor

2018 yılından beri ekonominin özel kesimi çökmüş görünmektedir. 2018 yılında da 2019 yılında da ekonominin büyümesi, devletin tüketim harcamalarına ve ithalattaki daralmaya dayanmaktadır. Devletin tüketim harcamalarındaki artış arkasından kamu sektörünün borçlanmasını ve kamu bütçesindeki açıkları getirmektedir. 2019 yılında ilk defa Genel Bütçe Faiz Dışı Dengesi (Faiz Dışı Denge) 24 milyar 965 milyon TL açık vermiştir.

 

Koronavirüsle mücadelede devletin kaynak bulma sorunu en temel meseledir
Gelişmekte olan ekonomilerden sermaye çıkışı dikkate alındığında, devletin yurtdışından kaynak bulması gittikçe zorlaşmaktadır. Uluslararası kuruluşlar peşi sıra salgın nedeniyle ekonomisi zarar gören ülkelere yardım paketleri sağlayacaklarını açıklamaktadırlar. IMF, 1 trilyon dolar kaynak ayırdığını açıklarken, Dünya Bankası da 150 milyar dolarlık bir paket hazırladığını açıkladı. Her iki kurumda kredilerin ekonomilerini serbestleştiren/ liberalleştiren ülkelere aktarılacağını açıkça ifade ettiler. AKP Hükümeti’nin uluslararası kuruluşlardan borç bulabilmesi çok mümkün görünmemektedir.
Bazı ekonomistlerin dillendirdiği ve tek seçenek olarak gördükleri, Merkez Bankası tarafından para basılarak devlete verilmesi tek politika seçeneği olarak karşımızda durmaktadır. Bu tür bir politikanın parası rezerv paralar arasında olmayan, yani uluslararası piyasalarda parasının değeri olmayan Türkiye’nin enflasyon sorununu daha da büyüteceği düşünülmektedir. Olağandışı dönemler göze alındığında, bu durumun maliyeti tolere edilebilir gözükmektedir.

 

MEVCUT KOŞULLARDA ALINABİLECEK ÖNLEMLER
    •    ACİL EYLEM PLANI VE EK BÜTÇE HAZIRLANMALIDIR

Hükümetin kıt kaynakları en verimli şekilde, hangi sektörlere aktaracağını belirlemesi ve şeffaf biçimde planlama yapması gerekmektedir. Merkezi bütçede ertelenebilir harcamalar (devletin garanti ödemeleri, vb) oluşturulacak ek bütçeye aktarılmalı, yapılacak borçlanmalar da doğrudan bu bütçede yer almalıdır. Örneğin 700 Milyar Euro tutarında paket hazırlayan Almanya, koronavirüsle mücadele amacıyla ek 160 milyar Euro borçlanma yetkisini parlamentoda kabul etmiştir.  

 

    •    Toplanan Kaynak öncelikle istihdam ve gelir kaybını önlemek için kullanılmalıdır
İşten çıkarmalar geçici olarak yasaklanmalıdır. Koronavirüsü nedeniyle üretimi etkilenen şirketlerin işçilerinin maaşlarını karşılamak öncelikli politika olmalıdır. İşten çıkarmaların yasaklandığı Yunanistan her çalışana 800 Euro kaynak aktarmaktadır. Güney Kore de işlerini kaybettiği için istihdamı azaltacak KOBİ’lerin istihdamı azaltmamaları için yaklaşık 2 milyar dolar kaynak ayırmıştır. 
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) kötü senaryolar devam ederse, dünya genelinde 25 milyon istihdam kaybının yaşanabileceğini öngörmektedir. ILO özellikle istihdam kayıplarında bazı grupların dezavantajlı olduğunu ve bu gruplara dönük politikalar geliştirilmesi gerektiğini söylemektedir. ILO özellikle hali hazırda zaten yüksek işsizlikle mücadele etmek zorundaki gençlerin, yoğunluklu olarak hizmet sektöründe çalışan kadınların, işsiz kalmaları durumunda gelir garantileri olmadıkları için güvencesiz işçilerin (kendi hesabına çalışanlar, casual ve gig workers) ve göçmen işçilerin kırılgan durumda olduğunu belirtmektedir.
ILO’nun belirtmiş olduğu kırılgan grupların korunması Türkiye ekonomisi için de önemli bir gündem maddesidir. Türkiye ekonomisi göz önüne alındığında, hali hazırda 4.5 milyon işsiz bulunmaktadır.  
Ücretsiz aile işçileri ile kendi hesabına çalışanları topladığımızda yaklaşık 7.6 milyon kişiye ulaşmaktadır. Bu grupta istihdam edilenlerin 5.9 milyonu herhangi bir sosyal güvenlik sistemine kayıtlı bulunmamaktadır. Ayrıca Türkiye’de istihdam edilen 3.5 milyon ücretli de kayıt dışı bir şekilde istihdam edilmektedir ve her türlü sosyal korumadan yoksundur. Toplam kayıt dışı istihdam 9.7 milyon’dur.  Eğer Türkiye bu krize çözüm arayacaksa ILO’nun da işaret ettiği gibi kırılgan grupları koruyacak bir sosyal koruma programını gündemine almalıdır.

    •    KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ MEKANİZMASI HIZLANDIRILMALIDIR VE KAPSAMI GELİŞTİRİLMELİDİR
Kısa çalışma ödeneği, mevcut kriz için tasarlanmamıştır. İşlerin olağan gittiği durumda, sıkıntıya düşen firmalara destek olmak amacıyla kurulmuştur. Mevcut haliyle, toplumun karşı karşıya kaldığı işsizlik sorununa çare olmaktan çok uzaktır. Acilen ilgili bakanlık bünyesinde acil eylem grubu oluşturulmalıdır.
Öte yandan Aile, Sosyal Güvenlik ve Çalışma Bakanı önceden 10-11 günde sonuçlanan başvuruların, 60 günde sonuçlandırılacağını açıkladı. 60 gün kabul edilebilir bir süre değildir. Bir an önce bu başvuruların sonuca bağlanması amacıyla, olağanüstü başvuru mekanizması kurulmalıdır. Zira işçilerin 60 gün başvuru sonucunu bekleyecek zamanları yoktur.

    •    DEVLET VATANDAŞLARINA ASGARİ İHTİYAÇLARINI KARŞILAYACAK ŞEKİLDE ÖDEME YAPMALIDIR
Sokağa çıkma yasakları ya da işletmelerin kapanması nedeniyle, vatandaşlarının gelirlerinin ciddi oranda düşeceğini düşünen ülkeler, hem vatandaşlarının temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek hem de ülke içi talebin tamamen durmaması hedefiyle, vatandaşlarına koşulsuz ya da bazı koşullara bağlı olarak nakit ödeme yapmaya başlamıştır.

Aşağıdaki tablo şimdilik ödeme miktarı belli olanları içermektedir. Pek çok ülke nakit desteği açıklamış ancak ödeme tutarlarını henüz belirlememiştir.
Ülkeler Nakit ödeme miktarı (Dolar)
Yunanistan 877
Güney Kore 800
Kanada 1400
Rusya 200
ABD 1200


    •    İŞYERİNİ KAPATMAK ZORUNDA KALAN ESNAFA KAYNAK AKTARILMALIDIR
Günlük geliri ile hayatını devam ettiren esnafa hibe ödemeleri yapılması gerekmektedir. İtalya bu çerçevede, her bir esnafına 500 Euro ödeme yaptı. Aynı şekilde Norveç, esnafın son üç yıllık kazancının yüzde 80’ini kriz boyunca ödeyeceğini taahhüt etti. İçişleri Bakanlığı’nın rakamlarına göre, 211 bin 670 işletme koronavirüs krizi nedeniyle kapandı. Kapanan işyerlerinin, vergi, Bağ-kur vs. ödemeleri kapalı kaldıkları dönem için kaldırılmalıdır.

 

    •    STRATEJİK ŞİRKETLERİN KAMULAŞTIRILMASI DÜŞÜNÜLMELİDİR
İstihdam kayıplarını ve üretimin devamlılığını sağlamanın en güvenilir yolu, zorda olan ve üretimde sıkıntı yaşayan şirketlerin kamulaştırılması ya da hisse alımı yoluyla bu şirketlere devletin ortak olmasıdır. İspanya tüm özel hastaneleri, İtalya da Alitalia havayollarını kamulaştırmıştır. Fransa ve Almanya’da da bazı şirketlerden kamunun hisse alarak bu şirketlere ortak olması gündemdedir. Krizden en çok etkilenen havayolu şirketleri yakından izlenmelidir.

 

    •    KRİZDEN EN ÇOK ETKİLENECEK OLAN TURİZM SEKTÖRÜNE ACİL MÜDAHALE EDİLMELİDİR
Geçen sene 35 milyar dolar gelir sağlayarak cari açığın kapatılmasında son derece kilit bir rol oynayan turizm sektörü, doğrudan 1.7 milyon, dolaylı olarak 2.5 milyon kişiye istihdam sağlamaktadır. Otellerin peşi sıra kapandığı, havayolu şirketlerinin uçuşlarını büyük oranda durdurduğu bir ortamda turizm sektörüne özel bir acil eylem planı hazırlanmalıdır.
Bu kapsamda, turizm sektörünün bankalara olan borçları 97 milyar TL’yi aşmıştır. Bu kredilerin, gerekirse faizleri silinerek yeniden yapılandırılmaları istihdam kaybının önlenmesi için gereklidir.  
Turizm sektöründe mevsimlik çalışan statüsünde olan en az 300 bin kişi kısa çalışma ödeneğinden faydalanamamaktadır. Bunların kapsam içerisine alınması sağlanmalıdır.
KGF kapsamında turizm sektörüne yönelik özel garanti şartları belirlenmelidir.
Konaklama Vergisi ve Turizm Tanıtım Payı ödemeleri bir an önce kaldırılmalıdır.

 

    •    TÜM SEKTÖRLER İÇİN VERGİLER VE SİGORTA PRİM ÖDEMELERİ KALDIRILMALIDIR
Bazı sektörler için en az 3 ay tüm vergi ödevlerinin ertelenmesi yeterli değildir. Bazı sektörleri değil "tüm mükellefleri" kapsayan genel bir "mücbir sebep" hali ilan edilmelidir. Güney Kore kriz süresince şirketlerini sigorta primi, vergi gibi ödemelerden muaf tutmuştur. Yine aynı şekilde Polonya, şirketlerin devlete olan borçlarının ertelenmesinin çare olmadığını düşünerek, tüm bu ödemelerden şirketlerini muaf tutacağını ilan etmiştir. Ayrıca devlet KDV iadesi ödemelerini bir an önce hızlandırmalıdır.

EK : ÜRETİMİNE ARA VEREN FİRMALAR LİSTESİ

Üretime Ara Veren Firmalar Ara Tarihi
Ford Otosan 23 Mart- 13 Nisan
Toyota 21 Mart-20 Nisan
Honda Türkiye 23 Mart - 6 Nisan
MAN 23 Mart-13 Nisan
Türk Traktör 23 Mart- 7 Nisan
TEKNOSA 23 Mart- belirsiz
Mercedes Benz Türk- Hoşdere otobüs fabrikası  23 Mart-20 Nisan
Mercedes Benz Türk- Aksaray Kamyon fabrikası  28 Mart-20 Nisan
TOFAŞ  3 Nisan-20 Nisan
HYUNDAI ASSAN  27 Mart-13 Nisan
TEMSA  20 Mart-Belirsiz
KİLİM Mobilya  19 Mart-30 Mart
OTOKAR  25 Mart-8 Nisan
Oyak Renault  28 Mart-
Anadolu Isuzu  30 Mart- 8 Nisan
SARAR  26 Mart-Belirsiz
VESTEL  30 Mart-5 Nisan
Pirelli  1 Nisan- 12 Nisan
Yeşim Tekstil   30 Mart  - 12 Nisan
Karsan    1 Nisan-13 Nisan
GOODYEAR   30 Mart-13 Nisan
Kordsa (Kısmi)   1 Nisan-15 Nisan
ÇELEBİ Hava Servisi A.Ş.    Belirsiz
 BOSSA   24 Mart-31 Mart







Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER EKONOMİ Haberleri

YAZARLAR
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
HABER ARA
HABER ARŞİVİ

En sevdiğiniz sosyal medya platformu hangisidir?


SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
YUKARI YUKARI