![]() |
Tweet |
Antalya Kent Konseyi’nin 200’ün üzerinde paydaşın işbirliği ile hazırladığı 21. Yüzyılda Antalya Çalıştayının Tarih ve Kültürün Korunması başlıklı oturumu 30 Nisan 2025 tarihinde Koç Üniversitesi Suna & İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Merkezi (AKMED) salonunda yapıldı.
Çalıştayın açılışında konuşan Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, “Antalya tarihi ve kültürel mirası korumak ve bu mirasın geleceğe taşınmasını sağlamak sorumluluğunu hep birlikte taşıyoruz. Tarihi yapılar, sanat eserleri ve arşivler, sadece birer fiziksel varlık değil aynı zamanda bir toplumun hafızasıdır. Bu yüzden, bu değerlerin korunması, sadece bir gereklilik değil, aynı zamanda gelecek nesillerin kimliklerini ve köklerini anlaması için elzemdir.” dedi.
Antalya Bilim Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Kent Konseyi Kültürel Miras Çalışma Grubu Başkanı Doc. Dr. A. Esin Kuleli’nin koordinasyonunda hazırlanan oturumda konusunda uzman isimler sunumlarını yaptılar.
Ülkemiz, farklı medeniyetlere ait çok katmanlı yerleşimlerin oluşturduğu zengin bir kültürel dokuya sahiptir. Korumanın ilk aşaması envanter ve belgeleme çalışmaları olarak ifade edilebilir. Korunması gerekli kültür varlığı niteliği taşıyan yapı ya da arkeolojik, kentsel sit alanlarının doğru yöntemlerle belgelenmesi korumanın başarısı açısından çok önemlidir. Bu bağlamda sunumda günümüzde belgelemede kullanılmakta olan *Geleneksel Belgeleme Teknikleri ve *Çağdaş Belgeleme Teknikleri anlatılarak, somut çalışma örnekleri ile ayrıntılandırılmıştır. Koruma alanında geçmişte geleneksel yöntemlerle gerçekleştirilen tarihi yapıları belgeleme çalışmalarının, teknolojinin gelişmesi ile yerini ileri belgeleme sistemlerine bıraktığı, yapı ve alanların 3 boyutlu (3B) taranarak, sayısal belgelenmesinin önemi vurgulanmıştır.
Bu sunumda, kültür envanterinin kısa bir tanımı yapılarak dijital kültür envanterlerinin gerekliliğine işaret edilmiş; Türkiye’de kültür envanterlerine dair bir bakış sunulmuştur. Sayılarla kültürel varlıklarımız değerlendirilmiş ve Antalya’da halihazırdaki mevcut kültür envanterleri değerlendirilmiştir. Kültür envanteri hazırlanırken uluslararası standartların gözetilmesinin ve kurumlar arası işbirliğinin önemine değinilmiştir.
Sunum sırasında, kentteki tarihsel hafızanın sadece fiziksel yapılar üzerinden değil; anlam, anlatı ve toplumsal bağlam üzerinden de okunması gerektiği savunulmuştur. Ayrıca, sadece veri toplamanın yeterli olmadığı, bu verilerin tarihsel ve toplumsal bağlamının da korunması gerektiğinin önemi vurgulanmıştır.
Kültürel Miras Grubu olarak Antalya’nın kültürel mirasının korunması bağlamında, vizyon, hedefler, SWOT/ GZFT analizi üzerinde tartışılıp, amaç ve hedeflerden yola çıkılarak, çalıştay programında yer alacak oturum başlıkları ve sonrasında oturumlarda yer alacak olan konu başlıkları ve konuşmacı isimleri belirlenmiştir. Kısa bir süreçte, odak grup toplantıları, arama toplantısı gibi çalışmalar yapılmadan sadece üyelerin katılımıyla geliştirilen ve taslak nitelik taşıyan, vizyon, hedefler, SWOT/ GZFT analizi üzerinde tekrar çalışılmış ve çalıştay sırasında dinleyicilerle paylaşılmıştır. Tartışmalar sırasında, Antalya tarihi kent merkezinde yer alan, başta Kaleiçi olmak üzere, Haşimişcan ve Balbey için Alan Yönetim Planlarının hazırlanmasının önemi vurgulanmıştır.
Konuşmacı rahatsızlandığı için çalıştaya katılamamakla birlikte, diğer sunumlar ve tartışmalar sırasında koruma uygulamalarındaki sorunlara değinilmiştir.
Bu çalışmada Antalya’nın zengin tarihi mirası ve arkeolojik kültür varlıklarının korunmasında karşılaşılan tehditlere dikkat çekilmiştir. Antalya'nın tarihi mirası, eğitim ve koruma bilinci eksiklikleri, yönetim sorunları ve kentsel gelişim nedeniyle tehdit altındadır. Arkeolojik alanlar bakımsız kalmakta, hatalı turizm kararları kültürel dokuyu zedelemektedir. Definecilik ve vandalizm gibi sorunlar da koruma tedbirlerini zorlaştırmakta, bütçe kullanımı sorgulanmaktadır. Etkili koruma stratejilerinin uygulanmasına ihtiyaç vardır.
Antalya’da devam etmekte olan kazılarla ilgili bilgi verilmesinin yanısıra, dinleyicilerden arkeolojik alanlarda yapılan kazılara ilişkin gelen sorulara da cevap verilmiştir.
Bu çalışmada, Türkiye'nin turizm başkenti olarak bilinen Antalya'da yoğun turizm baskısının kent merkezindeki tarihi çevre ve civarına olan etkileri incelenmiştir. Antalya'nın turizm tarihine ilişkin veriler ile birlikte, kültürel miras etki alanındaki bölgelerde geçmişten günümüze uygulanmış dönüşüm ve restorasyon projeleri çerçevesinde, turizmin sosyal, ekonomik ve fiziksel açılardan korumaya olan olumlu ve olumsuz sonuçları değerlendirilmiştir. Benzer potansiyele sahip ve dünyadaki başarılı örnekler üzerinden yapılan analizlerle, Antalya'daki tarihi kültürel mirasın kamu, özel sektör ve sivil toplumun da dahil olduğu bütüncül bir koruma yaklaşımı ile çok boyutlu turizm planlaması çerçevesinde tek bir elden yönetimin gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, alan yönetim planıyla bu konunun yeniden ele alınmasının önemi üzerinde durulmuştur.
"Kültürel Mirasın Korunması Bağlamında Farkındalık Yaratılmasına Yönelik Eğitim ve Önemi" başlıklı sunumda kültürel mirasın korunmasında toplumun farkındalığını artırmak için her yaş grubuna yönelik eğitim programlarının önemi vurgulanmıştır. Ulusal ve uluslararası belgeler ışığında, katılımcı ve deneyim temelli eğitimlerin koruma bilincini kalıcı hâle getirdiği aktarılmıştır. Antalya Bilim Üniversitesi Mimarlık Bölümü tarafından yürütülen saha çalışmaları ve etkinliklerle, kültürel mirasla bağ kurma süreçleri somut örneklerle anlatılmıştır.
Bu çalışmanın amacı kültürel mirasın karşı karşıya olduğu afetleri tanımlamak, kültürel mirasın korunması için afet risk yönetimi planlamalarının nasıl yapılması gerektiğini uluslararası sözleşmeler ve rehberler üzerinden anlatmak ve son olarak çalıştayın ana teması olan 21. Yüzyıl Antalya’sının kültürel mirasının afetlere karşı korunabilmesi için yapılan risk yönetimi planlarının ve hazırlıklarının yeterlilik durumlarına dikkat çekmektir. Bu nedenle kültürel mirasın korunması konusunda etkin olan Uluslararası kuruluşların rehberlikleri ışığında Antalya’da kültürel mirasının risk yönetimi için yapılan hazırlıkların yeterliliği üzerinden genel bir değerlendirme yapılmıştır.